Otuzuma
Ben küçükken durmazdım yerimde
Ağaçları merdiven gibi tırmanır İnmezdim duvar tepelerinden Elimi keserdi sazlıktaki sazlar Elim kesilmiş kolum kanamış Kim bakar oraya Uçurtma olacak en sonunda Yılanla boğuşmuşluğum bile var Topumuz kaçmıştı yuvasına Ne kadar doğru yanlış bilmem Öyle kalmış hatrımda Hele bir de yaramazlığım vardı Yenilir yutulur cinsden de değil Nasıl bir sabır varsa anamda Bir şekilde katlandı bana Hem de böylesine bir baş belasına Çok yıllar geçti kaç mevsim sayamadım Tarancı’nın yolun yarısı dediği yaşa Beş turu var dünyanın tamı tamına Vakit geldi ve geçiyor Hatıraların üstü toz kaplı Bir sisle kapanmış sanki etrafı Eskidiği her halinden belli Hatırlaması bir hayli güç artık Çok uzattım lafı ucu bucağı kaçtı Çocukluğumdan bahsedecek kadar Yaşlandım sanırım artık |