İNANIR MISIN?
Güneş doğuyor artık gündüzleri,
Bulutlar beyaz artık ve rüzgar, Rüzgar esiyor artık yapraklara. Uçuruyor dökülen kuru yaprakları, Teker teker alıyor gözlerimden, Dökülen dertli yaşları. Desem inanır mısın? Ben inanamadım. Nefes alıyorum artık gece uykusunda, Yahut öğlen güneşi vururken dağınık saçlarıma. Uyanmam da bir hoş artık eskisi gibi değil, Ağlayarak değil mahmur gözlerle bakıyorum sabaha. Sabaha nazır uyandığımda oluyor elbet, Lakin mutluluğa yakın değil. Ama ağlamıyorum artık sabahları. Desem inanır mısın? Ben inanamadım. Öfkem dinmiş gibi artık, duvarlarla aram gayet iyi Bazen hadsizlik ettikleri oluyor elbet, Vuruyorum ağzının ortasına iki tane, susuyorlar. Ama artık aramız iyi, öfkelenmiyorum. Artık duvarlarla aramız seninle olduğundan daha iyi. Duvarların beni terk edebileceğine, İnanır mısın? Ben inanamadım. Öyle böyle geçti onca yıl ve terkedilişimin ayları. Gaflet içinde şuursuzca suçlamaların, İşlemiyor artık kalbin derinliklerine. Verdiğin zararları bir inşat ustası misali, Kapattım tırnaklarımla kazıyarak toprağı. Yani anlayacağın artık, Sardım içimdeki tüm yaraları. Artık sapa sağlamım desem, İnanır mısın? Ben inanmadım. |