GELDİ EYLÜL
Geldi eylül.
Üstüme kıştan bir yorgan örtüldü Yalnızlığın kollarına sımsıkı sarıldım Yastığımdaki ıslaklığın nedeniydi yokluğun Bilirsin sol yana dönmesem uyuyamam Sol yanımdasın… Yüreğimde varlığına sarılmalıyım yoksa kâbus olur geceler Ellerin ne kadarda sıcaktı Ne çok güven veriyordu bana sevgiyle bakan gözlerin Hasretin içimde büyüyünce hazan çöker kirpiklerimin üstüne Geldi eylül… Sokaklar tenha, sokaklar ıssız ve sensiz Dalından tek tek kopuyor yapraklar Ayrılığın hazin sonu durur o sararmış uçuşan yapraklarda Tıpkı gözlerin gözlerimden uzakta olduğu gibi Benim sensiz sararıp solduğum gibi Sokaklar ağlıyor ben ağlıyorum gönlüm ağlıyor sensiz Yırtılıyor özlemin perdeleri Kor ateşlerin içinden geçen rüzgâr gibi ısrarlıyım Beni sana, seni bana tamamlamalıyım Geldi eylül… Bugün yine kırık, kirli gri ile uyandım sabaha Etrafımdaki her şey donuk ve soluk duruyordu Penceremdeki güller bile boyun bükmüş ağlıyordu Bir çocuğun gülüşlerine tebessüm etme gayretindeyim Baharın üstüne giydirilen kışların ateşindeyim Belki unuturum tüm mevsimleri ama eylülü unutmam Unutmam gözlerimde buz tutan gözyaşlarımı Özlemini hasret bildim, oysa özlem gidişinmiş Uzaklığı mevsimlerde aradım, oysa uzaklık gönlündeydi Gönlüme çizdim seni, artık anladım gelmeyeceğini Eylül bahaneymiş, üşümelerim bir daha hiç dönmeyeceğindenmiş! .. Geldi Eylül Yüz çizgilerim hasreti giyinmiş ezelden Dalında solmuş çiçeklerin boynu bükük Ürkek bakışların tenha sokaklarında üşüyorum Yüreği ince bir kışın sevdasını taşıyorum Yokluğunu giyindiğim zemheri ayazında üşüyorum Dar zamanların girdabında buldum kendimi Ölgün bakışları kurşun geçirmez sanmıyordum Oysa yarası asırlar oldu geçmedi, geçmeyecek Bin yıllık yorgunluğu var üzerimde şimdi Hasretin içinde özlemi büyütmek ne zor şeymiş... Geldi Eylül Giyindim üzerime yaprak döken o mevsimleri Ne ilkbahar yaz nede sonbahar kış dindirebildi. Eylül’ün hazan yüklü bıçak sırtı sancılarını. Ağaçların çıplaklığına döktüm ince yüreğimi Yüreğimin kursağında bırakılmış ölü bir sevda var Kendi merasimine ev sahipliği ediyor şimdilerde Toprağın rahmetine düşmüş bereketli eller birde Ölü topraklarında ektiğim çiçekleri büyütüyorum Oysa herşey vardan yok, yoktan var olmuş başka bir surette, başka ruhta can bulmuş Bir ben beni kaybettim Eylül’ün son baharlarında Alazlanmış kışları örttüğüm eylüle dargınım Histerik baharları koynumda sakladım Zamanı durdurmak ne mümkün Ne mümkün eylülü unutup mutlu olmak Kayıp mevsimlerin adıydı Eylül Bir ömür boyu sancılarına gebe kaldığım Ve boyun büktüğüm sonsuz yolculuklara demir atım Eylül... Tarih: 22.09.2013 Derya Avşar |
ayrı düşünülemez zaten
tebriklerle, güzeldi