AHVAL BUDURBir varmış bir yokmuş, Zamanın birinde harika bir ülke varmış. Bu ülkenin insanları köklü milletlerdenmiş. Çok devletler kurup, çok devletler bitirmişler. Kah düşmanlar yıkmış ülkelerini, Kah kendi içlerinden birileri yok etmişler kardeşlerini. Ama her zamanda yeniden doğmuş bu millet küllerinden. Ve bir zaman gelmiş, Yönetim şekli değişmiş, Bu yönetimin adı cumhuriyet yönetim şekli de demograsi imiş. Güya bu yönetimde halk kendi kendini yönetecekmiş. Ama yazılmayan bir kural varmış bu rejimde. Tüm kuralları elitler belirlermiş. Hatta oy isteyenler zaman zaman kendini kaybeder, Tıpış tıpış gidip oyunuzu bize vereceksiniz derlermiş. Halk ise gider kuzu kuzu sadece oy verirmiş. Güya oyu ile kendini yönetecek kişileri seçermiş! Halbuki seçtikleri bu kişileri de yine belli kişiler seçer, Halka da sadece seçmeleri için oy verdirirlermiş. Maksat formaliteleri yerine getirip kitabına uydurmakmış. Halk bir sevindirik olmuş bir sevindirik olmuş sorma gitsin. Kurtulduk eskiden, seçiyoruz biz, bizi yönetenleri dermiş. Gün gelmiş, halkın başındaki takkesini bahane etmiş seçtikleri, Zaman olmuş başındaki örtüyü kaldırmak istemişler, Bu bir bez parçası ne olacak ki diyerek. Sonra halkı ayrıştırma yolunu icat etmişler fırkalara bölmüşler. Sen sucusun ben bucuyum diye kardeş kardeşi öldürtmüşler. Cehalet kötüdür herkes aydınlanacak demişler, Ama okula kim gidebilir kim gidemez kendiler katagorize etmişler. Ülkeler ilim irfanla uğraşırken, Bizimkiler kılık kıyafet demişler. Ve inanması güç ama, bu da olmuş, Etek boyunu cetvelle ölçmüşler. Öyle zaman olmuş ki, Benim hainim senin haininden iyidir, Yok asıl benim hırsızım seninkinden iyidir; Gibi bir sürü saçmalıklarla dolmuş milletin kalbi. Bana bakarak kötülediği bir hareketi hemen yanımdakine bakarak çıkartmışlar göklere, Her parti kötülemiş öbürünü, millet faydasına olsa bile. Taraftarlarda aynen öyle. Kızdıkları, bağırdıkları çağırdıkları bazı olayları yapınca kendi partisi, En güzel hizmet olmuş gözlerinde. İşte asıl hikayem de burası dostlar. Geçenlerde aldım bir mail. Falan gün falan yerde protesto yapacağız, Sakın es geçme sende bize ol dahil. Tamam dedim. Gittim o gün, o yere; İğne atsan düşmez ki yere, Alan tıklım tıklım, sloganların biri bitmeden biri başlıyor. Hatip kürsüde hararetli hararetli konuşuyor. Bu cinayettir arkadaşlar! Yuuuuhhhh, ağacıma dokunanın ellerini kırarız. Bunların anıları vardııı. Devirmiştiler bu ulu çınarların hepsi de asırları.. Yeşile dokunanın kurutmayız göz yaşını. Yuuhhhh… Ve bir sürü sözler, bir sürü slogan. Çok çetin geçiyordu ki bu eylem. Hatip dediki, Arkadaşlar ne yazıkki bunu yapanlar, Benim de dahil olduğum falanca parti. Yumruk olmuş havaya kalkmış eller indiler yavaşça, Sesler kesildi yuhlar yarım kalarak. Homurtulu sesler yükseldi kalabalıktan, Bizimkiler yapmışsa vardır bir sebep. Yoksa keserler miydi onca yılların ağaçlarını. Ne diye topladınız bizi buraya. Bizimkiler yanlış yapmaz. Yanlış yaparlar bizimkiler de diyenden yoldaş olmaz. İsterse koskoca orman kesseler de bu ülkenin hayrınadır. Mutlaka kesilmesi gerekiyordu ki kestiler. Ama diğer partililer yaparsa eğer, İster bir ağaç isterse sadece bir dal kessinler; İş bilmemezliktendir, ihanettir vatana. Yeşili yok ederler, Kalır çocuklarımıza yeşilsiz bir dünya. Veee… Hemen dağıldılar hızlı adımlarla. Evet kimse bakmasın kusura, Ahval budur bu arada. Sen yaparsan kötü ben yapmışsam muahh. Yapma! Öperim seni. H.D.S. |