PARİS AKŞAMLARIŞiirin hikayesini görmek için tıklayın İkinci Dünya Savaşında komünist Rusya, topraklarında yaşayan yüz binlerce Türkistanlı, Kırımlı, Kafkasyalı Türk gencini askere aldı. Tarihin bu en kanlı ve korkunç savaşında, bunların on binlercesi yaralandı, şehit veya esir oldu.
1947 yılı sonbaharında Sen nehri kıyısında bir ceset bulundu. Üstünden çıkan evraktan Kırımlı Türk askerlerden birisi olduğu ve savaştan sonra Paris’te kalıp; sefil, garip bir hayat yaşarken burada öldüğü anlaşıldı.Bu mazlum Kırımlının vatan ve aile hasretini dile getiren şiir: ’Bu kent her şeyiyle bana yabancı Caddeler binalar bütün insanlar... Öyle hasretim ki ezan sesine Ararım çevremde minare cami Lakin takılırım çan kulesine Her semtin muhteşem kilisesine Yad el elemleri sarar içimi Uzaklarda yurdum! Burdan çok uzak Her mevsimi güneşli masmavi göklü Camili kubbeli kümbetli köşklü Ozanlı garipli kervansaraylı Hele insanları: Alpli Giraylı Yok haber onlardan baba evinden Bu yüzdendir halim kopuk bir yaprak Herşey benden çok uzakta! Çok uzak Gözlerim daima engine dalar İsterim ki her an ana yurdumda Dağları dumanlı yaslı Kırım’da Duvarında mavzer ve Kur’an olan Ata ocağında bizim konakta Bir bakır sinili sofra başında İftar beklenilsin dua edilsin Ve sessiz sedasız yemek yenilsin Sonra şadırvanda abdest alınıp Hep birlikte teravihe gidilsin Uyansam her sabah ezan sesiyle Görsem Ayşeciği su testisiyle Ninemi yaşmaklı namaz kılarken Dinlesem dedemi Kur’an okurken Başımı huşuyla yastığa koysam Sonra toparlanıp yola koyulsam Yahut günün şavkı vururken camdan Heybetli sesiyle çağırsa babam Anam da kalk yavrum aslanım dese Tutup elleriyle omuzlarımdan O müşfik haliyle sarılsa öpse Semaver kaynarken ocak başında Dünya Türklüğünden Türk tarihinden Bozkurt’tan Turan’dan söz etse dedem Sonra Türklük için etse de niyaz Gözlerinden akan yaşını görsem Evet! Yurdum burdan çok uzak Bir ferahlık yahut bir şevk umarak Düşerim yollara akşam üstleri Hep böyle çaresiz yollardan beri Her zamanki gibi yorgun ve bitkin Artırıp yükünü hasta kalbimin Her an heyecanı gözlerimde yaş Görmek ümidiyle bir Türk bir dildaş Dolaşırım Paris caddelerini Yorgun akan Sen’i köprülerini Bir Karakış vakti Sen kıyısında Kafamın içinde Türklük ülküsü Ruhumu kavuran yurt hasretiyle Böyle göçeceğim ebediyete Donmuş cesedimi bulup çöpçüler Defnedilmek üzere götürecekler Kimim ben neyim ne bilecekler...! PARİS’TE GARİP KIRIM’LI TÜRK ŞAİR |
Uyansam her sabah ezan sesiyle
Görsem Ayşeciği su testisiyle
Ninemi yaşmaklı namaz kılarken
Dinlesem dedemi Kur’an okurken
Başımı huşuyla yastığa koysam
Sonra toparlanıp yola koyulsam
Yahut günün şavkı vururken camdan
Heybetli sesiyle çağırsa babam
Anam da kalk yavrum aslanım dese
Tutup elleriyle omuzlarımdan
O müşfik haliyle sarılsa öpse
Semaver kaynarken ocak başında
Dünya Türklüğünden Türk tarihinden
Bozkurt’tan Turan’dan söz etse dedem
Sonra Türklük için etse de niyaz
Gözlerinden akan yaşını görsem
okudum yine okuyacağım, teşekkürler yazdığın için