Anladımsen gidene kadar fark etmemiştim zamanı meğer topyekün dönüyormuş kainat sen içinde yoksun diye durgun muş maceralarım sen içim de yoksun diye anlamsızmış yıldızlı gecelerin parlaklığı zaman bir meftunmuş ben kendi ellerimin yazdığı kaderin kaza mağduruyum sanırdım acılar büyütür kendi beşiklerimde sallardım oysa bulutların seyri bir tek çocukları şenlendirmezmiş kuşlar için ağaçlar için yağmazmış ıslak mehtabın rengi sen gidene kadar ben gökyüzünü benim sanırdım meğer gökyüzü aşıkların dilek ağacı dua kapısıymış sen gidene kadar ben, kendi hapishanemin sultanıymışım meğer saltanatım uzanmış iki göz arasın da ne yıldızlara ulaşmışım ne gerçeklere açılan yaralarımı esir etmişim bilinmeyen savaşlarda topyekün içimdeki kaleleri kuşatmışım bu zaferler yarım yamalakmış meğer bu topraklar hep seninmiş gidişin beni bir çocuk gibi uyandırdığın da anladım |