Kirpikten kibrit, kıymıktan çarmıh
O derin yaraları deşmeye kibrit çöpleri bilendi,
Kirpikler bile! Keskin kenarlı anılar yüzünden, Ağlamaktan, karalar bağlamaktan, Tenler çillendi, Asaletinden yoksun kaldı terler, kirlendi, Hangi mevzudan bahsediyordum yine! Eskidendi, eskiden ateştendim, küllendim, Duygu dolu bir ahmaktım ki; Maziyi bir köstebek gibi sürekli eşeledim, Aksime, kaskatı ölü bir ağaç olma fiiline: Unutup kurtulmaya ’erdem’ dendi, Böylesine boş bir kalple, Buğulu sabahlara kalkmak için ne kadar da erkendi, İçimde canavarların gizlediği bir oda, Duvarlarla, Kapkalın duvarlarla perdelendi, Ufacık, masumane, elverişli elvedalar sonsuzluğa ertelendi, Tüm iklimler puslandı, Uslandım güya, uzlaştım kendimle, Kesmek, acıtmak, kanatmak için, Killer şekillendi, Urganlar uğruna iplikler bile, Kirpikler bile! |