BEN GÜNEŞİM...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Bir düş daha bakaya kaldı: Hangi rengin ve hangi ölümün mubah olduğunu tek bilendi Tanrı. Bilediğim sessizliğin tek mekânı Bir kuştan ödünç aldım ben o kırık kanadı Kanayan surelerden ördüğüm bir sepet misali İçine saklandığım o devasa düş sepeti Bir minvaldi ki yaşamak Yâdında üstü örtülü dünün Sanki çok da umurundaydım Ne ki yaşamak? Ne ki ölüm? Neyden ibarettim sahi Bir düş pençesi Bir de gerçeklerin peçesi Sanrılar hissiyatımın muadili Sandığımda saklı hayallerin her biri Dünde kaldı Günde kaykıldığım kadar Kadrajından firar eden bir isyan bir inkâr Kare kodu hüznün Bir baltaya sap olsam neydi ki yanıma kalan kar? Balta girmemiş yüreğin sismik radarı Adı aşk aşikâr Adı isyan Men ettiğim kendimi cihandan Bir meyyal ki yarınların dokusu Yazmaya sevmeye yürek mi dayanır? Her acı başka bir açı Rediflere düşkün şair ve imgelerin ıslığı Balçıkla sıvansa ne ki üzerim? Kim ne derse desin: Ben güneşim… Bir arpa boyu yol alamamışım meğer. Bir sekantta saklı iken gizin tetikleyicisi Ve işte hayaller geçidir Ve işte ruhun serpintisi Ve işte uğruna heba ettiğim ömrün tek zümresi Kanayan sözcükler Kandırıldığım her minval Kaybolmaya müsait bir gemi adeta Batık güvertenin Atık sözcüklerin Batıl günlerin öncüsü İhtimal dâhilinde iken yaşamak Kırağı çalan sabahın öyküsü Bir renk bir rakım Ulak bildiğim kalemim Kan akıtan her sözcüğün vebali boynuma Uleması duyguların İstişarede geçen zamanın bir adım sonrası Tutulan nutkuma d/okunan her imge bir başkaldırı Soyut bir alfabe olsam bile Yetemediğim kadar ahvalime Bir mizacım var ya da yok: Ya, mealim? Hür doğduğum kadar uzağında hürriyetin Nakşı ömrün Na’şı dünün İhtimal dâhilinde varsın olsun ölüm İzbeler kuşandı kalem Azık bildi rahmeti İçine çekilesi her duygu her kelime Öldükten sonra kıymete binecek belli ki şair |