bir cumartesi meselesi.hazırda duygusu olmayan bir pencere kenarı oluyorum yeni alışacağım bir gün hatta bugün üçüncü gün. ağzımda portakal balının yoğun tadı kızarmış ekmek kokuyorum elimde olmadan. masanın üzerine koyuyorum toy bir çiçeği açacağı günü değil de güleceği günü bekliyor gibi. aklıma ne geldiyse yaşıyorum krem rengi bir fincan istemeden de olsa yumuşatıyor kalbimi. yüzümde yüzünün çizgileri yalın ve sıcak bir hikâyenin başlangıcı gibi buruk bir kahvaltı insanıyım yalnızlığı işlek. kafamın içinde gizlenen renkler elmas gibi parlıyor o kadar gelişine düşünüyorum ki dudağımın kenarına bir kayık yanaşıyor aynı pencerenin kenarında aynı hazırlıksız bir hisle müzmin bir göl oluyorum kendimde dolaşırken gördüğüm şey yaralıyor beni özgün bir şekilde gülümsüyorum sakin bir kahve çekirdeği gibi. yukarıda yaşananları sol omzuma sevdirmeye çalışırken oluyor ne olduysa sırtımdaki ince ağrıya yalnız bir cümle kuruyorum bir öğle vakti her baktığım yer cumartesi yorgun bir beyza oluyorum isteyerek öyle yalnız öyle vasıfsız kendimi kaybediyorum sonra kocaman bir ayna elimle seviyorum üçüncü günü . |