MAVİ SEVDA (SEYR-İ FECR)
MAVİ SEVDA
Vuruldum, ne mertlik kaldı, ne gam Ondan bana namertlik kaldı paşam Diyordum serkeştir, haindir yaşam Vurdu beni, viran oldum bir akşam. "Serzenmek, ağlamak neye yarar Biliyorum gönlüm hep onu arar" Gitsin, zuhal mekanı, zühre yıldızı olsun Berenika saçlarını tel tel yolsun Onun bahtı açık, yolu aydınlık olsun Dolduramadığım boşluğu acıyla dolsun "Ağlamak, yakınmak boş yere mavilik Sevda hırkamdan koparıldı son ilik" Onu kuğu misali hoyratlığıyla sevdim Onu dere boyu sazlığıyla, nazıyla sevdim Hani kükreyen bir aslan tavrı vardı ya Ay çehresi, gül dudağından çok, onu sevdim "Gül bülbüle, karanfil sürgüne gitmiyor, Krizantem çiçeğim, içimde intihar ediyor" Onu her gördüğümde hoplardı yüreğim Vasat sevgililer değildik benim bildiğim Bir akşamın fehmiyle soğruldu beynim Ve örselendim, soğudu ayağım, elim.. "Aşk iki kişiliktir, taşınacaksa eğer Aşındım, tek başına altındaymışım meğer" Yoksunlukla belediğim, canım bebeğim Onu ilk yaz yağmurları gibi sevdim Şimdi tuz-buz olmuş,dağılmış zembereğim Tek aşkım oydu, oydu çaresizliğim "Göz yaşımla ıslanıp, yağmurumdan kaçmasan Tükenir miydin, ciğerime bu yarayı açmasan" Bu sevdadan şiir bulaşmış her sözüme Aynalar karardı, bakamadım yüzüme Peykemdeki güzeldi, kıymazdım gözüme Ben maviyim, mavilik işlenmiş özüme "Hazanımda geldin, vazgeçemedim senden Hadi es kavak yelim, baharım tükenmeden" Hatırlıyorum, onu ilk bahar sanmıştım Sahrada serap, ukbada yar sanmıştım Haklıymış, her baharın sonu hazanmış Ben kendi iklimimde maviye aldanmışım "Sevdalarım rizentella orkidesiydi benim Seni ırgalamadı, benim mavi dertlerim" Şimdi fecri seyirdeyim dört mısralı kıtada Hiç bir şey yerini dolduramaz bu dünyada Silebilir misin beni göğsündeki haritada? Maviyedir benim meylim, münacatım ortada "Gördüğüm rüya olsun, olmasın aşkım kördüğüm Mavilikler solmasın, yeter uğruna öldüğüm" Melon şapkalı muhabbeti var maviye çalar Yad ele muhabbet tellallığı beni hırpalar Demez mi bir sevdiğim, olmadı sevenim var Kaldıramaz bu yükü, ne gemiler, ne de tayfalar Demek ki benim mavimden arta kalan da var "Var ya, seni küstahça sevmişim Sanki atalarımdan böyle görmüşüm" Feda olsun ona orağım, çekicim, kılıcım Kaf dağında mağmadır, kalbimdeki kıvılcım O benim mavi sevdam, sevgilim, sevincim Nasıl diner bilmiyorum bu yürek sancım "Maviyle ısınmış, havanla üşümüşüm Gönül iklimimde seni güneş bilmişim" Yangın çıkardı o benim en ucra yerimden Beni kalbinden çıkarıp atmak varken Mavi ışıkların aydınlattığı bir geceden Bir yıldız gibi sıyrılıp kaymak çok erken "Sevgi emek ister, yürek ister dediler Zulamdaki bu sevdayı göremediler" Krizantem çiçeğim, zaafım, mavi sevdam Her yol ayrımında kalbimin çeliştiği noktam Ağlayacaktım, ama tenha değildi ortam Gözyaşım mavi akar benim, ikbalim, ustam.. "Kudret pınarından mavi sular içmişim bu gün Erkin libasını üstüme giymişim bu gün" Teselli etmiyor ona gaflet yüklü geceler Zifire boyadı kalbimi, dilindeki heceler Elimi, ayağımı tehdit edercesine Kapandı kapılar, perdeler, pencereler "Zemheride sevdan hep zehir zemberek Aşk mavisiyle içime doldu akrep, engerek" Sen hiç mavi sevda gördün mü düşte? Ya da yenildiğimi izledin mi bu dövüşte? Sağ gözümdeki ben kayboldu görünüşte Anlattığım mavi sevda,mısralarımda küpeşte "Köy kadar masum, şehir kadar etiktin Göl kadar durdun, nehir kadar gittin" Her fecrin seyri böyleymiş diyorum Belki bu sitemlerimde yanılıyorum Fecrin mimarı o, ben seyrediyorum Gök yüzü gibi onu masmavi seviyorum "Hiç bir renge yaltaklanmadım sevgilim Mavi sevdana ve ela gözlerine meylim" Gömüldü sevdam okyanusta bir abise Canım çıkıp gidecek, bir hayali gel dese Mavi sevda bu, upuzun bir hadise Ne korku kaldı ne kuşku her nedense "Kuşkuları kuşanıp gelmişsin bedbince üstüme Münzeviyim, mecruhum artık, ay dolmuş tütsüme" Binmişim maviliklere açılmış bir sandala Susadım, sensedim, sendeledim, yoldayım hala İptilam onadır, onda sufileştim ne ala... Bilmiyorum mavi sevdam erer mi visala?... ..... 28 Ocak 2004 / İstanbul |