Şiirimi güne taşıyan seçki kuruluna en içten saygılarımı sunuyorum.
Çalışmalarında başarılar diliyorum.
sessizce yürüyorum büyük büyük cümleler kuruyorum zihnimde sonsuzluk perdesindeki bir oyunun son cümlelerini yeniden ve yeniden şu hayatta en iyi neyi yapıyorsak onu yapmaya devam ederek
ama bütün acılarıyla hayata bir tutunuşum var ki bir dala tutunma ihtiyacı bu çürük eğri büğrü bir dal dikenli bir dal ve bu dal kendine tutunan elden müstağni Rabbimin birçok günahımı af edeciğine dair umudum hala taptaze
belki de çok daha eski imtihanların tesiri altındayım hepsi hayalet misali birer makine konuşuyor düşünüyor yatıp kalkıyor rengi köşesi keskinliği kanı yüreği var
mesela bir çiçekçi çiçeklerini suluyor bir kadınmavigündüzsefalarının altında oturuyor bir çocuk kuşlara ekmek ufalıyor yürüyorum onca kalabalığın ve gürültünün içinde yürüdükçe açılıyor önümde koridor gibi yollar merdivenler sonra yine koridorlar çınar ağacını arıyorum kaybettiğim bir anı bulmak için tüm perdeleri kaldırmak eskinin tüm esrarını çözmek için
bir güvercin başımın tam üzerinden uçuyor bir kadın kahkaha atıyor ta uzaklardan ne yana baksam kalabalık ve gürültü kendi dünyasında bir şeylerle meşgul insanlar bir filmi seyrediyormuş gibi boşlukta bakışlarım
gözlerimde acının bin bir çeşidi o kara sevdanın eflatun elbiseli kadını saklı hayatta gerçekten bir kez bile ağlayamamış ağlamalarını hep kahkahaların ardına saklamış o kadın saklı nerede görsem tanırım kahkahalarını
merdivenlerin başına oturdum su oldum ateş oldum hele hele yoktan var edilişe bizzat şahit oldum aydınlık günün zifiri karanlığa çaldığı zamanlara ellerimde gün ışığından daha parlak miskten daha güzel kokular taşıyan demet demet çiçekler
kolay değil çoraklaşan topraklarda nazenin çiçeklere bahçıvan olmak onları en güzel şekilde yetiştirmek fedakarlığın zirvesine erişen emektar bahçıvan benzeri bir ömür hiç umulmadık yerlerde iyilik çiçeklerini yetiştirmek
kalabalık insan sesleri güvercinler dünya dönüyor merdivenin son basamağında koca bir karga tepemden uçup çam ağacının dalına konuyor bir kozalak düşürüyor önüme irkiliyorum titrek bir sesle la havle çekerek
az ileride seksen yaşlarında birisi neredeyse iki büklüm olmuş yoksul olduğu üstünün başının bakımsızlığından belli hayatın tüm tecrübesini yaşamış bir ihtiyar sesler adımlara değil ihtiyar bedenin emanet edildiği bastona ait
camiye gidiyor muhtemelen anlamlı bir yolculuk gizemli bir yolcu yol üstünde asıl anlam yolculuğun yönünde dünya gamını sırtlamış beş vakit kutsal manaya doğru ilerliyor kim bilir bugüne kadar bu yoldan kaç titrek adım yürüdü kaç zamanla beraber mukaddes yolculuğun kaç yolcusu
minareler gül bahçesinin göğe uzanan servileri ezanlar o serviler üzerinde bülbül misali aynı ruhun serencamını yaşatıyor yürek derinliklerinde hisler peşi sıra koşturuyor gök kubbeden süzülen ilahi sesin yansımaları beş vakit yeniden yorumluyor tevhidi kadim bir geleneğin mümessili ezanlar
köhne patikaları aştığımda geri dönüp baktığımda tam burada ağıtları yakılmış eskinin küllerinde karşılıyor beni şehir ocak ocak pişmiş sevdalarıyla kaybettiğim maziyi bin bir telaşı arasında geçip giden zamanı düşünüyorum
sabahtan yatsıya her dem dakika saatler haftalar ardır bende saklı gizlidir iflah olunmaz sancıdır hem şükürdür zikirdir silinmez izler bırakan hatıralardır
belli ki insanlar ihtiyar yaşların bir gün kendi başına geleceğinin farkında değil bir zamanlar tüm gençliğiyle bu yolları dimdik yürüdüğümü hatırlamaya çalışıyorum beyhude bir uğraş beden iradenin hükmünden çıkalı çok olmuş gençlik cevheri uçup gitmiş geride kalan hoş bir seda artık
şuurun karanlık bölgelerinden yükselen çığlıkları susturamıyorum çığlıklar homurtu oluyor nihayet homurtu uğultuya inkılap ediyor daha çok gölgeler daha çok cümleler içi kendimle dolu ne çok fikirlerle müzdeviç konuşuyor
söylenmemiş daha ne çok cümle var zamanında yapılamayan beyhude nafile sonuçsuz bir sürü şeylerin pişmanlığı mesela bitmemiş yaşanmamış hayatların keşfi gibi yeni tavırlar yeni vaziyetlerin izharı gibi kaderin armağanı cami avlusunda ki küçük tesadüfler mesela hayatı işleten küçük hikayeler…
gözlerim doluyor çıkıp giden kaybedilmiş gençliğin yollarda aramakla bulunamayacağını gençliğin bir dem sürüp yerini ihtiyarlığa bıraktığını elbette biliyorum aynı zamanda ihtiyarlığın da bir ikram olduğunu nefes alınıp verildiği müddetçe hala farklı hadiseleri ihtiva ettiğini de biliyorum hatta armağandan da öte yaşlılığın bir sorumluluk olduğunu
ben bu yaşta en çok erguvanları seviyorum ulu çınara konan sığırcıkları denizi kışkırtan poyrazı ensemde dolaşan ıslak parmaklar tatlı bir serinlik veriyor hiç bitmeyecekmiş gibi hayat dediğin senden daima bir adım önde gitmeli
bu yaşta dönüşü işaretliyor saatler yürekler yarılmış acı firarlar başlamış aslında hep süregelen bir sihirdir ah çığlıklarının göz yanılmasıdır sakil bir aldanıştır ince bir zar gibi her an yırtılabilen her an parçalanabilen
bu yaşta her tanıdığım bir zeyil her kayıp bir parça bende her giden bir hiçliğin unsuru ne kadar da meçhul ne kadar da belirsiz ne kadar meselesiz
hepsi de rüyadaki şekillere benziyor eskiden çekilmiş resimler gibi siyahbeyaz belki gerçeği aksettirdikleri için gerçeklikleri silik
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
en çok erguvanları seviyorum şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
en çok erguvanları seviyorum şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Şairin; doğayı, insanları, hayatı gözlemlemesi ve içinden geçenleri naif bir şekilde şiire dökmesi ne güzel... Dinlendirici, huzur verici ve tefekküre sevkeden dupduru bir anlatım. Yerinde olması, okumamıza ve hislerinize ortak olmamıza vesile olmuştur.
Soğuk bir havada, dönüş yolunda zevkle okundunuz şair. Eyvallah kaleminize ve içimizi ısıtan bu güzel şiirinize.
İş bu siyah beyaz fakat serince gezintiyi muhtemelen şairin erguvanları en çok sevdiği yaşta yapanlarımız, sorgusuna eşlik edenlerimiz oldu. Gönlüne sağlık. Tebrikler.
Anlam derinliği olan harika duygularla yazılmış bir yürek sesiydi Güne ışık gibi parlayan şiirinizi kutluyorum tebrikler üstadım. En derin selam ve saygılarımla esenlikle..
Şiir bir resmin , bir manzaranın , yada bir yaşanmışlığın özeti gibi olmalı yani daha kısa daha öz ancak bu uzun şiiri okurken sıkılmadım sürükleyici bir dil ile yazılmış şairi kutluyorum
bu yaşta dönüşü işaretliyor saatler yürekler yarılmış acı firarlar başlamış aslında hep süregelen bir sihirdir ah çığlıklarının göz yanılmasıdır sakil bir aldanıştır ince bir zar gibi her an yırtılabilen her an parçalanabilen
bu yaşta her tanıdığım bir zeyil her kayıp bir parça bende her giden bir hiçliğin unsuru ne kadar da meçhul ne kadar da belirsiz ne kadar meselesiz
hepsi de rüyadaki şekillere benziyor eskiden çekilmiş resimler gibi siyah beyaz belki gerçeği aksettirdikleri için gerçeklikleri silik
Bu şiir, yaşlanmanın getirdiği yalnızlık, kayıp ve pişmanlık duygularını anlatıyor. Şair, hayatının dönüm noktasında olduğunu, geçmişteki acıların ve ayrılıkların hala canını yaktığını, tanıdığı insanların artık önemini yitirdiğini ve gerçekliğin soluklaştığını ifade ediyor. Şiirin dili, karamsar, melankolik ve yalın. Şair, okuyucuya yaşadığı duygusal çöküntüyü aktarmak için çarpıcı imgeler ve tezatlar kullanıyor.
Merhaba şiir.Naif ayak sesleriyle ilerleyişine şahit olunca eşlik ettik yolculuğa..ibretle seyir .göz açıp kapayıncaya süren hayata dair.Niyet hayır akıbet hayır.Canlanıyor beş vakit Ezan-ı Muhammed'î ile dünya düz-yokuş -bayır.Mevlam!..Yaşayan tüm kullarını fitne den-fesat dan kayır.
Kutluyorum güne ışığı ile göz kamaştıran muhteşem şiirinizi .
gözlerim doluyor çıkıp giden kaybedilmiş gençliğin yollarda aramakla bulunamayacağını gençliğin bir dem sürüp yerini ihtiyarlığa bıraktığını elbette biliyorum aynı zamanda ihtiyarlığın da bir ikram olduğunu nefes alınıp verildiği müddetçe hala farklı hadiseleri ihtiva ettiğini de Biliyorum
Destansı şiiriniz hayatın anlamını vurguluyor İçinden düşünen şairler yürürken bile şiir okur içinden şiirinizi okuyunca sokaklarda gezdim dolaştım düşündüm camiye giden amcaları düşündüm bende sizin gibi , Gençlik gidiyor evet kıymetini bilmek gerek Hayatımızı bir çiçek gibi yetiştirmemizi ana teması olan şiirinizi beğeniyle okudum her zaman ki gibi güzeldi yüreğinize sağlık kaleminiz daim olsun günün şiirini usta kalemi yürekten kutluyorum saygıyla selamlıyorum yüreğinizi
Akıcı bir üslupla harika yazılmış muhteşem güzellikteki yürek sesinizi gönülden kutluyorum tebrikler üstâdım. Kalemine ve duygu dolu yüreğine sağlık diliyorum. Sonsuz selam, sevgi ve saygılarımla. Sevdiklerinizle birlikte sağlık, mutluluk ve huzur içinde hayırlı ömürler diliyorum. Allah'a emanet olun.
Bir şehrin bir ilçesinde bir mahallenin güzel caddesinde insanların tasviri diyeceğim ama bu böyle değil, bu kadar basite indirmek şairime haksızlık olur. Asıl detay burada gizli, o kadar güzel analiz etmişsiniz ki adeta okumuyor yaşıyorum.
Kaleminizin gücünü biliyordum,şaşırmadım bu yüzden. Emeğinize, o güzel goren yüreğinize sağlık Nicelerini okumak dileğiyle inşallah Saygı, sevgi ve selamlarımla ,sağlıcakla kalınız
Akıcı ve anlam değeri çıta üstü bir şiir. Her zaman güzel yazan,güzeli yazan etkin kaleminiz,yine engin yüreğinizdekileri dökmüş sayfaya Sn.redfer.Zevkle okudum bu harika şiiri. Kutlarım,saygıyla esenlik dilerim.
Şu dar-ı âlemde tutunacağımız yegane, en mühkem, en makbul dal Rabbimize olan İman dalıdır. Akıcı bir üslup, insana değerleri sunan şiirsel bir seremoni Usta kaleminize, kelamınıza zeval gelmesin
doğayı, insanları, hayatı gözlemlemesi ve içinden geçenleri naif bir şekilde şiire dökmesi ne güzel...
Dinlendirici, huzur verici ve tefekküre sevkeden dupduru bir anlatım.
Yerinde olması, okumamıza ve hislerinize ortak olmamıza vesile olmuştur.
Soğuk bir havada, dönüş yolunda zevkle okundunuz şair.
Eyvallah kaleminize
ve içimizi ısıtan bu güzel şiirinize.
Selâm ve muhabbetle...