Halini hatrını sorayım dedim
Halini hatrını sorayım dedim
Ne halim vardı nede hatrın Bir kahve fincanında kaldı hatıralar Mum ışığında, odun ateşinde, acı yüklü bulutlarda. Sis dağında, dilek ağacında asılı kaldı hatrın Halini hatrını sorayım dedim Ne halin vardı nede hatrım Gözlerinde, gülüşlerinde, hüzünlü bakışlarında. Yüreğinde kopan fırtınalarda, korkutan gök gürültüsünde kaldı hatrım Dökülür yüreğimde güz mevsimi hazan, hüzün. Toparlanmak için seni bekler seni müjdeler ilkbahar. Her şey güneşe hasret baş kaldırmak için Ben sana muhtaç bir anne gibi eksikliğin Halini hatrını sorayım dedim, bilirsin halinide hatrınıda ben bilirim... |