Sana yürüyen duygularNil nehri gibi dolaşıyorsun, hayat verdiğin damarlarımda. Hangi sarmaşık dolanabilir ki boynuma, senin kadar narin ve incitmeden. Dünyadaki bütün yanardağlar birleşse, sen kadar tutuşturamaz gönül ateşimi. Hangi heyecan değiştirebilir ki kalbimin, yıllardır yerinde sayan ritmini. Senin olmayan gözlerde, kaybolabilir miyim ki ömrümün sonuna kadar. Varmıdır saçların karası kadar, gündüz örtüsünü geceye çeviren. Var mı yeryüzünde yokluğunun soğukluğundan başka bedenimi tuzbuz edebilen. Hangi esaret var ki Yusuf tan başka, insana sultan olduğunu hissettiren. Bilirmisin seni dinlerken bülbüllerin ötmekten utandığını. Dizinin dibi kadar huzur veren bir memleket, vatan varmıdır bana bu dünyada. Sensiz, bir nefes almak kadar zarar veren ne vardır ki ciğerlerime. Adı konmamış bir çiçeksin, ta öteden beri dikilmişsin kaderime. Aşkının hamalıyım ben yüküm bir kalp cenneti muştulayan. İmtihan çetin, seni kaybedersem kaybederim biriktirdiğim ömrümü. Hangi servet var ki dünyada, senden başka ebedi aleme götürebileceğim. Yol uzun dikenden başka basılacak bir şey kalmamışken, serelim mi yolumuza aşkımızı. Önümde arkamda değil yanımda yürü her zaman, kanatlarınla geçelim sırat köprüsünden. Toprak olsa, birbirimize sen ben görünen fani bedenimiz güller biter bülbül konar dalımıza. Yağan yağmurda, esen rüzgarda haykırır bülbül bizi birbirimize. ÖLÜMSÜZ AŞKLAR VE ÖLÜMSÜZ AŞIKLAR... |