„ERDOĞAN İMZALADI;
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla İstanbul ve Muğla dahil 11 ildeki yaklaşık 1.1 milyon metrekare yeşil alanlar orman sınırları dışına bırakılıp imara açılıyor. Bu alanlar arasında İstanbul’da Ayazağa, Uskumruköy, Kilyos, Demirciköy; İzmir’de Sığacık; Antalya’da Akseki yer aldı. Uzmanlar karar için “anayasaya aykırılık” vurgusu yaptı.“ (14 Aralık Perşembe günü Cumhuriyet Gazetesi’nde sayın yazar Mustafa Çakır’ın haberinin ilk paragrafıdır. Yazının tamamını ve Türkiye Orman Mühendisleri Odası’nın yorumunu lütfen okuyunuz.)

Onbinlerce yıl geçmişi olan
yanan ve yağmalanan bir oman,
yada dikmediğin-büyütmediğin
ama kestiğin her ağaç,
-gasp ettiğin rant,yani haksız kazanç-
Doğasal Birikimim“ dir benim!

Balta yerine
al eline motorlu zincirli testere,
kazma yerine buldozer ve kepçe;
Kaz, kes, sök rantına rant kat...
Fakat
kendine ve doğana yazık ediyorsun,
oturduğun dalı kesiyorsun,
dikkat!

Hayvanım,
-çiçek, meyva yada bitki-
orman ise benim yaşam alanım;
Ben senin bağını, bahçeni, evini, aileni
ne zaman yok etitm ki?
İktidar elinde diye,
bu kötülüğü bana yapman niye?

Kesersen beni,
yok ederesin „Eko Sistemi“ mi
ama ben
„Doğalsal Denge“ olarak her zaman varım;
Heyelan olur kayarım, afet olur sel basarım,
yakarım ekinlerini,
topraklarını çöl yaparım,
sel, zelzele, sunami...
Beni asla durduramazsın ki!

Atmosfer ısınmasıyla, iklim kaymasıyla,
kutuplardaki buz ve buzul erimesiyle,
deniz yükselmesiyle,
ada ve kıyıların batmasıyla;
su altında kalırsın,
sonra „Beni kurtar!“ diye tanrına yalvarırsın.

Ama ben
üretemem
beni kestiğin an oksijen falan,
-zıkkımın pekini yediğin gibi-
afiyetle yersin Karbon Dioksit’i;
geberir gidersin ulan!