OROSPULAR, PEZEVENKLER, SARAY PUŞTLARI...
çıldırtma beni neon lambalarına sürgün kız
inanmam zemzem suyuna banıp gelsen iblisin buyruğundan döneceğini sanmam geçmişin izlerini boşuna arama tapınaklarda öleceksin karanlığa gömülmüş kirli sokaklarda... bizimdir üstünde özgürce oynaştığın toprak kan kırmızısı aşkların külliyen yalan kimlik de, kılıkta değiştirsen inancım yok sultanların boğdurulduğu mahzenler senin soysuz kan değişiminde aldatılmışlığa yanarım!.. yalın kılıç atlılar yollanırken garba kükrerdik sarayda Rus dilberler zil zurna iken göremedik devlette tükenirken Türk’ün öz nesli, bilmedik özünü kaybetmiş devletlim değişti bizi zürriyetinden uzak kalmışlardan ne beklerdik? Allah naraları bozkırlarda avazımız yankılanırdı kutsal yeminle şövalyeler dize getirilirdi bize emanet kutsanmış şehirler bizi beklerdi dudaklarımızda İlah-i kelimetullah ülküsü varken aşk, sevda harlanırdı yüreklerde cenke koşarken ... sancağın gölgesinde kupkuru bir ekmek, bismillah susuz gecelerde sessiz iniltiler derinden gelirdi duymazdı Yeditepe’de sarhoş dönme kızıl faişeler kuş tüyü yataklarda okşanırken memeler üç kıtanın yollarını çizerdik yağmurlu gecelerde ne yazık ki bizim ocaklar, çocuklar yetim kalırken, orospular, pezevenkler, saray puştları alem yapardı! ... Zafer Direniş ... |
Neler neler olmuş da bitmemiş işler devam eder mi acep daha biraz!
Ne bileyim..
Neresini tutsam elimden düşmeyecek gibi bir eser adına bakıp da çekilme biraz!
Ne var ki bunda hayatın gerçeği deyip de gerçek hayattan kesit mi ne biraz!
Kalemine, yüreğine sağlık Üstadım.. Harika bir eser. Tebrik ederim.
Saygılarımla.