Bahr-i aşk
Akşamın şeminde döndüm şamdana
Kandiller içinde yanan mumlara Al giyip boyandım kızıl kanlara Sallanan alevde yandırma beni Gönül balkonunda çekilip dara Yar zülfün teliyle düşürdü nara Olmadı gönlümde minnet hünkara Aşkın ummânında boğdurma beni Kalem kaş üstüne çekme bendini Yay gibi çekip de germe sinemi Madem ki o gönlün heva ehlinde Kirpiğin ok edip vurma kalbimi Güle figan edip oysan bağrımı Bülbülüm yük etme güle narını Hercai hallerin esrik bağbanı Yaralı gönlümü karlama benim Bu aşkın yoluna döküp ömrümü Ak gerdan üstüne aldın varımı Madem ki zulmetmiş ziyanın ardı Göz edip aklımı kandırma benim Vay benim ömrüme reva görülen Beş vakit günüme eza verilen Ne yenilebilir ne de içilen Düşüp şu yâdıma delirtme beni |