Düştü
Sığamadım koca alem içindeki zerreye
Doğmanın ramakındayken kabuğuma kor düştü Diyemedim sadrı viran ettiğinde cemreye "Hayrı şerri göremedim kalemime zâr düştü." Yıkamazdı bileğimi ağyarın en şirreti Kırdı taze kanadımı şuh gönlümün hiddeti Mavzeri bertaraf eden sitemlerin kuvveti Hedef etti nişangâha, vakte intizar düştü. Hasletten şek duyuşumda bir muamma sır mısın? Söyle hal-i efkar mısın, yoksa mevte yar mısın? Yeşermeyi bilemeyen gülşende dildar mısın? Şebnemi beklemek bana, yad’a lalezar düştü. Şiirlerin dili olsa, naçar kaldıktan sonra İlahi nazargâhında aciz olduktan sonra Nedameti perçinleyen hüzne daldıktan sonra Neye gerek özü beyan, sûkuta nazar düştü. Düştü şevk-i kelamımdan, cehlimden çok ar düştü Düştü yürek selamım da, boşlukta bizar düştü. Son terennüm edişime gizli istihzar düştü Düşlerime,meramıma kuytu bir mezar düştü. |