G Ü N A y D I NŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bursa Yeniköy’de fırtınalı bir sabahın seher vaktinden... 13.11.2023
Sabahın köründen değil, seherinden… Karacabey’in Yeniköy’ünden
Her şeye karşın güzel geçsin günün-m-üz. Aynıymış gibi görünse de her gün yeni bir gün değil mi? Neresinden başlandığına bağlı: Bazen kaldığın yerden, bazen sen de yeniden... Doğrudur düşüyor yıldırımlar yıldırımların düştüğü doğru Evet yağıyor boran olmuş fırtınalı yağmurlar yağdığı yağmurun doğru. Doğrudur kara kara bulutların rüzgârla sökün ettiği. Ama savaş öyle mi? savaş rüzgârlarla değil; insanlarla gelir. Duman tüten topraktan yaz boyunca, dökülüp yükselir birden gökyüzü. Ve, fakat barış ağaç değil, ot değil ki yeşersin: Sen istersen olur barış, istersen çiçeklenir. Sizsiniz halklar kaderi dünyanın. Bilin kuvvetinizi. Bir doğa kanunu, evrensel bir norm değildir savaş. Barışsa bir armağan gibi verilmez insana: Savaşa karşı barış için Katillerin önüne dikilmek Hayır yaşayacağız! demek. İndirin yumruğunuzu suratlarına! Böylece mümkün olacak savaşı önlemek. Onlar demir çeliği elinde tutan birkaç kişidir. Yoktur karabasandan bir çıkarları. Dünyaya bakıp “ne küçük” derler, bir şeylerle yetinmezler acunda. Para hesap eder gibi hesaplıyorlar bizi, Savaş da bu hesabın ucunda. Ürkmeyin tutmuşlar diye suların başlarını; Korkunç oyunları, davranın, Bitsin. Söz konusu olan çocuğundur, ana: Koru onu, dikil karşılarına, Bak dünyada onbinlerce kadın; JİN, JİYAN, A Z A D İ diye haykırmakta. Kadın, yaşam ve özgürlüktür aslında Biz milyonlarca kişi Savaşı yener miyiz? Bunu sen bileceksin. Bunu biz bilecek, biz seçeceğiz, Bir de düşün “Yok!” dediğini: Düşün ki savaş geçmişin malı ve ancak, barış taşıyor gelecekten... |