BİZ NE GÜZELDİK
Bir bugüne baktım, bir de geçmişe,
Anı yaşar, öteyi düşünmezdik. Allah’ın emrini yapar peşpeşe; Zekat verir, oruçları yemezdik. Erkekler erkenden işine gider, Yuvayı dişi kuş idare eder, Eşler birbirini gönülden sever; Sevgimizi aşikâre etmezdik. Saygı ve edeple büyüklerine, Otururduk dizlerinin dibine, Doyum olmaz babanın sohbetine; Büyüklerin sözlerini kesmezdik... Asker olmayana adam denmezdi, Büyük oturmadan yemek yenmezdi, Kadınların ar perdesi inmezdi; Nâ’mahremin karşısında gülmezdik. Yemeğe başlarken Bismillah deyip, Hep birlikte aynı sahandan yiyip, Elimizdekine şükür eyleyip; Kahırlanıp, sızlanmayı sevmezdik. Bakıp büyüteni atıp kenara, Yanına koş, başın düşünce dara, Bağırıp çağırıp kalp kıra kıra; Muhtaçlara arkamızı dönmezdik. Çocuklar çocuktu kendi yaşında, Sokaklarda koşardı top peşinde, Televizyon ve telefon başında; Saatlerce zamanı öldürmezdik. Herkes birbirini sayar, severdi, Zenginler yoksula kanat gererdi, Haksızlık yapana orda dur, derdi; Saklanarak görmezlikten gelmezdik Bebelere ashabın ismi konur, Başa ne gelirse hayra yorulur. Ne yenirse hep beraber pay olur; Elimizi ekmek ile silmezdik. Çat kapı giderdik dosta, kardeşe, Samimiyet baş köşede pür’neşe Hep birlikte, hep beraber, başbaşa; Ayrılık gayrılık nedir bilmezdik... Kimin var, kimin yok, kimin eli dar, Gönül incitmeden yapılır ayar, Sılaya büyük bir bağlılık duyar; Şehire, gurbete heves etmezdik. Kuru ekmek batırılırdı suya, Bisküvi banardık, içerken çaya, Uzak yakın denmezdi akrabaya; Selamı, sabahı hemen kesmezdik. O güzel insanlar, güzel duygular, Elimizden birer birer kaydılar, Ruhumuzu esir aldı kaygılar; Stres yapıp, depresyona girmezdik. Yadigâr atadan kalanın adı, Hicranî mâzinin dolmaz miadı Küçümseyip herif ile avradı; Geçmişin önüne duvar örmezdik.... Nuriye Akyol (Hicranî) 12/5/2020 Görsel alıntıdır |