keşke
üçüncü mevsim de bitmek üzere
hâlâ aklım gözlerindeki o manâlı bakışta zaman üstünden akıp geçti onca şeyin en son kalkan trenin çığlıklarıyla ve hâlâ içimde bir papatya büyütüyorum her sabah gözlerinle bakıyorum dünyaya kirpiklerimde gözlerinden kalan en son damlacıkla biliyorum; "ama" diyeceksin ama "ah!" bir bilebilsen… çekip gideceğim gözlerinin en bilinmez mevsimine belki bir çiğ tanesi belki bir papatya olup döneceğim: "seviyor", "sevmiyor", “sevmiyor…” biliyorum "ama" diyeceksin keşke seni bulabilseydim her köşeyi dönünce mesela bakkaldan çıkarken elimde gazetem sen yeleğinin önünü ellerinle kapatıp içeri girerken mesela tam otobüse binerken "pardon" derken yüzümü yıkarken başımı kaldırdığımda ya da bir gün kapımı açtığımda içeri dolan hava gibi karşıma çıksaydın yeniden. sesim sesine ses versin isterdim, sessizce yanına sokulup uykunda yanağına dokunup dönebilseydim keşke saçlarını koklayıp ellerimle üzerini örtebilseydim işte şimdi biliyorum iki ayrı iklimin iki ayrı çiçeğiyiz yanlış mevsimde, yanlış yerde açmışız biliyorum "ama" diyeceksin ben de " keşke" demiştim zaten. Ankara 2004 |
biliyorum"ama" diyeceksin
ben de "keşke" demiştim zaten