YOZGAT
İlkbaharda madımağa doyulur,
İçine sarımsak soğan soyulur, Kış gelince sinilere koyulur, Yutulsun hamurlar çorbama tuz gat. Doğudan batıya köprü kurulur, Köprünün altında sular durulur, İstikâmet hâk yoluna vurulur, Dönsün tekerlerim yoluma hız gat. Viran oldu öksüz kaldı köylerim, Nerede ağ’larım nerde beylerim, Cevizli konakta sohbet eylerim, Tütsün bacalarım ocağma köz gat. Mart ayında tohum yere saçılır, Ağustosta dane varsa biçilir, Yaz güneşi ılık sular içilir, Yanıyor ciğerim suyuma buz gat. Gurbette gezsem de Yozgat’dır ilim, Nida Tüfekçi’yim türküdür dilim, Söz eksik kalırsa çağlamaz telim, Çığrılsın türküler sazıma söz gat. Ekmeğim pişmezse göç olur elbet, Gurbette yaşamak güç olur elbet, Bugün de olmazsa geç olur elbet, Kaynasın tencerem payımı tez gat. Helal olsun alnımızın terine, İş olursa kaçmayız biz serine, Bir tuğla da sen koy meydan yerine, Yükselsin tesisler gönlüme iz gat. Çayırlarda inek manda yayılır, Yaylalarda davar sesi duyulur, Yüzüncü gün saya gelir sayılır, Melesin kuzular sürüme yoz gat. |