Kısa- Kısa III.Şiirin hikayesini görmek için tıklayın yorumcuklar sizlerle buluşmaya devam ediyor...
Ahh! yâr..
Yanlarıma düşdü ağyâr Mevsimlerim hazan oldu Doldu aguşuma suz-i dil-an Baharlarım güman oldu. I. Ah be kurban olduğum Dağıttın beni, un ufak ettin Neydi bizi ayıran sebep Hangi engele takıldık. Suç mudur sevmek? Yoksa günah mı? Neden kavuşamadık? Yolcu yola varınca Kuşlar yuvaya uçunca Yıkılır viran yurdum Evlerin ışıkları bir, bir sönünce. Yalnızlığıma kahrederim her gece Soyununca yüreğim hasretine Yıldızlar iner bir, bir gözlerime Kızarım densizliğime Asiliğimden utanır ay doğmaz geceme Düşlerim yarım kalır kırılır dilim de her hece Duvara takılır gözlerim.. Bakarım, içi boş çerçeveye öylece II. He defasında kat,kat deri atmaya alışmış bir tene,,, Ateş değebilir mi? Ne kadar dağlar ki.. Daha ne kadar duman eder bedeni mi? Küllerim kalmayana kadar,sürse de kıyamet, Zaten ruhum olmuş olacağı kadar harabet. III. Gözlerimden yaş oluk, oluk akacak Ayrılık zehirli hançer gibi’hayatı’mı yaracak Ve yüreğim; paramparça... kanayacak.. kanayacak.. kanayacak! .................Sen gidince... Ölüm gelip bulsa beni Toprak sarsa bedenimi Ellerim, ellerini unutur mu sandın? IV. Ne akşamı biliyor gözlerim Ne de gündüzü arıyorum... Ben geceyim karanlık ve uzun Birtek yıldızlar var ve ay/sızım Köşem de yalnızım. V. Aktın içime sıcacık bir damla yaş gibi Kor oldup dağladın... İki kanlı çukur şimdi gözlerim Düştüğü yerde aslı kaldı Ağladım....ağladın.... Çünkü hayatında hiç olmadım Bir hiç bile olamadım. VI. Islanmıştı umutlarım Koşuyordum karanlıklara sırılsıklam ve durdurak bilmeden.. Yalınayak. VII. Ben bıraksam... Bırakmaz peşimi anılar Ben de taze her dem açık yaralar Kapanır gibi görünse de kapanmaz Kabuğumun altından Kokmuş irin ve kirli bir kan sızar.. VIII. Seviyorum derken... Yüreğimin titremesinden Gözlerimin gözlerine uzak bakışlarından Ellerimin ellerine hiç değmeyecek olmasından Yüreğimin umutsuz kanat çırpınışlarından utanıyorum! IX. Kadın’ım Gizlidir herbir kahrım Sızım yakar yüreğimi kanarım.. Alır başımı kaçar kendime saklanırım Kadın bilmez ki.. Yine bir kadında ağladığını Darmadığın olmuşluğun parçalarını Hayatın söküklerine yamadığını. X. Bozuk bir plağın bozuk sesinden Dökülen nameler; hicranla kanar Siyah/beyaz, foyoğraflar gibidir aşk Ne yırtabilirsin ne atabilirsin.. Belki bir yumruktur boğazın da Yutkunamazsın. Sabır ise en büyük nimet.. Kimbilir, kim bilebilir ki? Hangi günah, hangi yalan da gizlidir. XI. Hiç bir sabaha sensiz uyanmak istemiyorum. Yarınlarım da yoksan eğer. Ve sensiz doğacak güneşleri; Ve sensiz gelecek baharları istemiyorum. İstemiyorum...Dünya dönmesin Durdurdum içimin tüm zamanlarını. Hiç vakitlerim senindir artık Gölgeler düşse de suya, açmasa da güller kurusa da akşam sefaları Umurumda mı sanıyorsun? Umurumda mı zaman. Durdu içimin geri kalmış saat’i Durdu işte! Gelmesen de ve gelemesem de sana. XII. Uzanıp bir gün tutacağım elini Eline batan hasret dikenini.. Belki bu gün belki de yarın kimbilir Unutacaksın sevdiğim/seni. XIII. İstemem! başka dağ da çiçek açmayı Ne de su, toprak olmak başka ova da İstemiyorum bir başka kuşun saran kanadını Ve sen olmayan okşayan rüzgarını İstemem duvarlara asılmasın resmim Aşkımı başka kalem yazmasın. Çiçek olmak isterim dağlarında açmak Ve incitilmelerden kuytularına sığınmak İsterim! XIV. Ummanın dibindeyim hayat Gözlerinin ta içindeyim. Seni sensiz yaşıyorum neş’e neki; Gül yanığı aşkım,sinem de yediverdi Geceye sığındım; kan yüreğime Yıldızdızlar yalnızlığa akar. XV. Kahrolası yitik zamanlar! Yolmu verdiniz ki; nefesi/nefesim de iken Ayaklarımın altından çekildiniz Harlı bir elin dokunuşunu esirgediniz Gerçek nedir? Bir avuç göz yaşı ve kana karışan/kan Anneli öksüz Babalı yetimim ben Odalarım da mekânsız sessiz Bu günah benim deyil O el senin deyil Yalnızlığın karanlıklara gebe oluşunu Uykuların katran gecelerde ne isyanlar Doğurduğunu gözlerim bilir. Bilir de susar ellerim ve sensizliğe ağıttır Son nefesim. XVI. Ölümü tanıyorum. Gözleri mor feri sönmüş Avuçlarımın arasından süzüldü semâya bir yıldız... Sıcaktı cesedi nefesi buz. Rengi sarıdır artık ellerimin Yitirmiş zamanları yorgun ayaklarım. Ve yanağıma düşer son öpüş Siner üzerime çörekotu kokusu Beyazlara bürünür/üşür bedenim Sesimi duyuramam sevgiliye Son yolculuğumdur bu benim. XVII. Bak karardı gökler Kuşlar ah kuşlar Kuşlar küstü bulutlara Yarınsız yamasız sevdalar Ölüm yağdı göklerden Kanatlarına. XVIII. Of şu mezar taşları En yalın hen hakiki bekçilerimiz Girersin toprağa dağılır herkes Ne bir ses kalır Ne bir nefes.. Dikilir toprağa kırmızı bir gül Şanslıysan olur belki selvi gölgesi Bir tek rüzigâr eser yanı başında Duyarsın sesini toprağında taşında.. Emine Genç |
Emeğine yüreğine sağlık
________________________________Selamlar saygılar