YÜZÜMÜZDE ÜRYAN AYAK KIRGINLIKLAR
bir şehrin vurgun yemiş gecelerinde
zihnini kurcalayan bir efkâr varsa inan ki o beni anımsatır sana beni kulaklarına çınlatır yüreğinin kol kanatları kendini bilmezler tarafından istila ediliyorsa ne yağmur çiselemesi ne rüzgâr esintisi sessizliğine ses vermiyorsa ve üşüten bir soğuk başına çullanmışsa boşuna söz etme yüz akından zulandaki saklından boşuna söz etme amansız ateşler yakıp zifirinin karasına bırak zira şiirler sevdanın ulemasıdır bir ışık ki dünden gönüllü zorunlu değil onurlu demli bir çaya birkaç gönül getirdik yüzümüzde üryan ayak kırgınlıklar sen nasıl bir öyküsün ki her geçen seni sayıklar bir gün gözlerine kafayı takarsam pideyi bölüp yer gibi sanki horon teper gibi cilveler illegal olur ivmeler terörist hangi boşluğun içine sızar yakamoz avlamayı yeğleyen emperyalist hangi senaristten icazet alır |