S I R E R M E Z E M M İ
168- EMMİ
Sabah erkenden kalkan köylü, çifte gidince, Kara öküz bel vermiş, buğday yiyip şişince, İneğin karşısında çocuk çifte girince, Garip çaresizliğe Akıl sır ermez Emmi. Köyde okul kapandı, çocuklar aylak gezer, Öğretmen olmayınca, kendi kendine neyler, Çocuk yazdıkça bozar, arpa boyu yol gider, Gençler zırcahil kaldı, akıl sır ermez, Emmi. Kullar kula kul olmuş, beğ önünde eğilir, Kargalar bülbül olmuş, beğenerek dinlenir. Yoksullar aç yatarmış, beğ, bal kaymak beslenir, Biri yer, biri bakar, akıl sır ermez, Emmi. Ekmeği pekmeze denk gelen burnu büyükler, Garibi hakir görüp, kibirinden ezerler, Kahveler tıklım tıklım, iş- aş arar, garipler, Ölmeden yaşayana, akıl sır ermez, Emmi. Ayran, şerbet bilinmez, pepsi kola dillerde, Pekmez, yağ unutuldu, bulunmaz marketlerde, Kılçık buğday, mısır, kak öğütülmez değirmende, Damak tadı değişti, akıl sır ermez, Emmi. Bağ, bahçe terk edildi, yerli mal üretilmez, Tarlayı eken olmaz, keyfe düşkün uğraşmaz, Her lokma hazır gelir, takma dişler yorulmaz, Yaşamın döngüsüne, akıl sır ermez, Emmi. Süleyman Yıldız söyle, erdem neden yok oldu, Yaşamın tadı kaçtı, sevgi, saygı kayboldu, Namertler boy gösterdi, şeytan işe soyundu, Nefsine esir kula, akıl sır ermez, Emmi. Süleyman Yıldız (Lemos5303) |