Sensiz kalmış bir şiir
Gittin gideli çöktü mavi tonuma kızıl
Rengi soldu gönlümün sade ve siyah kaldı Gözlerimin önünde erir gibi bir buzul Ne vuslata giden yol ne de o seyyah kaldı Korkular yüreğimi kabz ederken eliyle Ruhum dans eder oldu ilk defa eceliyle Okundu kader diye o ayeti celile Ne mutluluk içimde ne de İnşirah kaldı Hayat selamı kesti mutluluk küstü bana Ölüm haberi saldı bir akşam üstü bana Aşk kapıyı kapattyı gözlerin sustu bana gitmek için öteye sadece bir râh kaldı Hasretini yedirdin gönlüme aş yerine Gözlerime kan doldu akıttın yaş yerine Acımadın koyarken kalbimi taş yerine Yüzümde ardın sıra uzanan nigah kaldı Mutluluk ağır basar sanarken teraziyi Ayrılık yükü bindi yakı verdi maziyi Notalara dökerken adın sardı müziği Hüzün bestesi gibi makamı segah kaldı Alırken ellerimden en güzel hayalimi hiç sormadı hasretin şu divane halimi bağladı heyhatlarla gidişin bu dilimi Dudağımda kimsesiz yaralı bir ah kaldı Alır diye beklerken vuslatımız demini Hicran kurnazlık ile buldu uygun zemini O muhteşem bakışlar yitirdi önemini Ne semada o ışık ne de mihrumâh kaldı O kör kalbin bu aşkı artık görse ne olur Sevdan yarınlar için umut verse ne olur Gönül penceresine güneş girse ne olur Geceden ayrı düştü tatsız bir sabah kaldı |