GEL DE GİDELİM
Gelin,kızlar gelmez olmuş tarlaya,
Orağı, dirgeni al da gidelim... Gençler kaşık çalmaz olmuş herleye, Geçmişe bir kapı bul da gidelim... Oturalım bir eşmenin başına, Açalım çıkını soğuk taşına, Banalım hasreti, çeşm-i yaşına; Soğanı ikiye böl de gidelim... Çiçekleri başka, otu değişmiş, Sığırı, davarı, sütü değişmiş, Eşeği değişmiş, atı değişmiş; Kalan varsa nazar kıl da gidelim... Bağ, bahçe görünmez olmuş sera’dan, Köylü davarını çekmiş mera’dan, Ferah ferah bir abdest al dereden; Ey gönül, kendine gel de gidelim... Farklı bir dünyaya gelmişiz gibi, Bir başına, garip kalmışız gibi, Kaldık bir köşede, el mişiz gibi; Gözünün yaşını sil de gidelim... Yel estikçe eski kapı gıcılar, Görünmüyor gardaş ile bacılar Sığmaz oldu şu gönüle acılar Hepsini rüzgâra sal da gidelim... Bizim ele benzemiyor buralar, Köşelerde saklı kalmış anılar, Hicranî’m, kanadı eski yaralar; Deli gönül diyor; Öl de gidelim... Nuriye Akyol /11/4/2023 Görsel alıntıdır |