1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
340
Okunma
“nihayetinde her şey basit ve ıtlaktır sevgili
salıverilmiştir de denmişti
kuşların bakışlarındaki anlamdan biliyorum
söylendiydi
zihnimde kar/altı ve zahir cüzler
ve tevhidi imkansız sözler
dimağ
batın
icabı kabul efsunlu sessizlikler…
bir çocuk su satarken Allah da susatıyorsa bizi
muhakkak ki meşguliyet tefrid!
epeyce gel-git
nihayetinde nehiy
ne, hiy!
muştu,
ki doğrudur ölümün bir müjde olduğu.
bir an önce bir ölüden geldim
bir an diyorsam doğrudur
sanırım morg o yüzden geldi içime
bir morg bir içe girerse ısınır belki iç diyedir!
kanser vesile ve ölüm kaderse
kader allahın elidir ve el dediğim uzamdır
ve haraç mezattır şiire benzeyen bu sesler
o zaman zamanıdır ürpermenin
o zaman tümden gidim bir önerme değil Allah’ın emridir.
mazur görün beni çok sevimsizleştim
lâkin bir ölü yarısı canlıyken dirilmeye yeltendi yanındaydım,
tövbe tövbe dedim git başımdan
öldü.
şimdi bir gülüş atıyorum
müstehzi
ve gidiyorum tecride
ne de olsa bağ-u gülistan hep küstü.
neticede şiir şairin azabıydı
bitti.
basit ve ıtlaktır zaman ve tekerrüre yatkın
ve nihayeti de başı gibi hayaldendi
bitti.
eylül gelmeden göçecek kuşları vardı
İtlaf etti.
şiir şairin telefiydi
bitti. "
Muhammed Azad
5.0
100% (5)