EMRE AMADE...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Düşlerin kırık tekerinde isyan eden tekil hüzün: varlığımı yerle yeksan kılan gözümde tüten sesin yüreğimde saklı izin… Sözcükler ne kasvetli sadece ne sıradan Öykündüğümse dünüm annemle bir arada Yeter ki kimse uçmasın yuvadan Taziyelerimi sunuyorum kaleme Kalender bir d/okunuş alnıma konan O masum buse Seferi tanığıyım evrenin Bir cihat adeta içimde saklı binlerce yemin Acının provası değildir bu Bilakis acının ta kendisi Sahne ışıklarında kararan gözlerim Sevgi dili saklı tutulası yüreğin Tek temennisi Arşınladığım dik yokuşlar Kanamalı bir mevsim kardığım Sessizliğin gizi Nasıl ki saklı kaldığı kadar Yeterse artık ömür… Yetinmekle iştigal Sefasını sürdüğüm bunca hüznün Yeter ki basılmasın bam teline Yakardığım Rahmana kulluğum saklı en derinde Yarın ve öbür gün Ötesiz bir yolculuk bu Karambole giden ömrün açtığım her kaydı Nasıl ki günbegün semirir o bekleyiş Azadesi yalnızlığın Değildir de dilimde takılı o sitayiş Siren sesleri susmaz oldu Yılkı atları koşmaktan nasıl da yoruldu Yankılanan iç sesim emre amade Şiarı hayatın olmaz mı saklı kaderde Yalın ve dökümlü etekleri yalnızlığın Bir kımıltı değil asla Peyderpey verdiğim mücadelenin Nasıl da uzaklardan duyulur ç/ağrısı Kat izi dünün Kaybolmaya çeyrek kala Kaybettiğim kadar kendimi Sevgimle umudumla koştuğum yol telaşla Ve ayaklarımın altına serili talaşlı döngünün Yüz görümü kıblesi Şahlandıkça duyguların ukdesi Şiir ise adeta bir umre Çıktığım huzuruna nasıl ki her vakit Delişmen bir rüzgâr eşlik Eder o sesime: hani titrek Hani savruk Hani soğuk Ve üşüten yüreği Daldıkça en derine… Çıkacak mıyım sahi yeniden feraha? Uyku tutmaz gözlerini Atlas yorganımın ansızın alevlendiği Alametifarikası Gizin ve izini sürdüğüm hüznün her bir buklesi Perçinlendikçe yürek Perçemime konan adeta binlerce kelebek Ne yıkım ne yangın Ne dünüm ne yarınım Anda saklıyım arsızca çemkiren İblise okuduğum lanet İlla ki hâsıl olacaktır yeni bir mucize Emre amade mevsimde değil mi ki saklı onca tevafuk Onca hazine şerh düştüğüm kalemin Söküklerine sirayet eden bilinmezin Neşrinde hamt ettiğim Her günün nesri Uçuşan hece hece Dalkavuğumsa rüzgârın sonlanmayan esintisi Ar bildiğim kadar hayatı Arz ettiğim ne ki? Yandığı kadar mumun titrek alevi |