ANNEMİN KAFTANI...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Duyguların ulemasıdır yalnızlık; biçtiğim gizem diktiğim hüzne bandığım mısralar ve aklımda saklı kopuk kopuk hatıralar…
Bir müfreze adeta iklim içine saklandığım Gizin derbeder yakası kâh bir şiir kâh sevdalı şehir Aşkı layığıyla serpen yedi tepesine Azat edilmediğim kadar kentin en yüksek mertebesinde Ve evet, ben göçmen bir acıyım Gözümde nuru sevgi adına mimlediğim Yalnızlığınsa Beyrut’u Bir şiir bir ülke Bir gizin izinde süregelen yenilgi Bahşedilen kadere nasıl ki boynum kıldan ince Azığım dün katığım hüzne gebe Bir gün daha erdi haneme Erişkin bir sevda değil asla Çocuksu bir neşe ile sektiğim bir bir Kaldırım taşlarında gagaladığım kadar Ayak izleri hem meçhul hem can yakan Mutluluksa meşgule veren Bir öğreti adeta bağdaş kurduğum… İklimin nüvesi Eylül Nasıl ki hemhâlım çaresizlikle ipekten Kaftanı annemin Ve elimde devasa bir makas Parçalarken kederi Dokunulmazlığında hüznüm Bir başıma yola düşmüşlüğüm Hatıralar ne için? Hatırına umudun huzur bulduğum tek Makam Arz edilenden öte talebi yoklukla sınanan Kâh isyan kâh kuru gürültü Kalender bir renk isem eğer ki Ak alnımda sönmez umudun feri Gözlerimse bir yenilgi adeta Göz göze geldiğim mağdur sözcükler Bıçkın imgeler süre gelen bir hikâye ve nicesi Peyderpey yuvalanmış içime dünün saltanatı Nasıl ki sonlandı hanemde Çeyiz misali beyaz Kabir misali yeryüzünde saklı yeknesak Hamt etmenin ötesi Hatırına evrenin Hutbelerde sürüklendiğim Kâh kubbem kâh hanem kâh kozam Haresi varlığımın tefe konduğum kadar İçimde büyür isyan Akabinde tövbe ettiğim Her ezan vakti Huzurunda Rabbin bulduğum huzur Bir eşkıya gibi düşen peşime sefil keder İdam fermanıma koyduğum bir imza daha nasıl ki şiirdir Yüreğin çalan sazı Azımsandığım kadar şu cihanda Melun gölgelerden firar eder Kalemle ettiğim dans, kalender Düşlerin de tekelinde iken ömür Ömürden ömür gider Ağıtlar yaktığım günün öyküsü hasbelkader. |