Tanrı'nın muştusu...
Kasıklarında u/yanmanın
verdiği verem ile Dölyatağında sokulmuş hasretle Nakarattır dökeceğim Ilık ve de sade bir yara gibi Cehennem arzularıma Sakırdayan şarkısın Vaveylâ vardelyalarıyla Kudurmuş bir yumruk Sonu sevişmekse yüz hatlarıyla haritanda yandığım Sokulduğum yaren gibi Mosmor yanakları Tercümesi utangaç bir sümbül Göz çukurları Bir baltaya sap olmuşsa Kırılgan kulakları Ağır mevsimlerdir Kaşın arası çizgiliyken Tesbihle aşkın nağmelerini Öfkeyle vurduğun Ve de kudurmuş bir yumrukla Vaveyla vardelyalarındandır Bana köklü bukalemunlar gibi gidip gelmelerin Ölümü hangi anahtar kesebilir Suretinde d/okunduğum Lafz ı eşreftir Anneme saklattığım bozuk paralar gibi Çocukluğumda kalan Süratli bir özlem Vurulur yüreğimden Sana çay gibi gelir anlattıklarım Acıyor yüreğim Sana sıkılmış limonlarla Burnu yanmış bir deli gibi Aşk için ölüyorum Merhaba leylam Narende su döktüğüm sevgim Narandan hoşsam Gıybet etmem hüsrana boğulmaktan Ve sana davetiyemdir azizem Vurma yarama Seni kaçırmak için ey suret Gönül ile bilmeceme Hasretle ’Ölen ölür kalan sağlar bizim ’olsa da Ölmek rehavet ile amed’in Issız ve de tekil sokaklarında Sana fal gibi açılmanın y/adıdır Gidenler geri gelmiyor ki Kanatlanır ya hani bir rüzgar Sana bakarken kardeşini televizyon önünde tom ve jery seyretmeye zorlayan bir abi Öyle bir köşk hayal ediyorum işte sana bulutları oyuncaklardan geçen Dünyası şems ve kamerden ılık kalan Bir akort ısmarlamak yani Bulmaya kendini Oysa ne güzeldi Rüzgara binip uçan halıdan sana bakmaya Kıprışırken Kovuklarında bir oyuk Bir oyun içinde topraktan oyuncak yapıyorum Gözlerinin kafesine Tanrı muştusunda seyredalarken bizi Gezgin imgeler... |