Bir Mevsimdir EylülŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Eylül’e ithafen...
Mevsimdir Eylül Ve Şairler en çok bu mevsim(d)e ağlar...
1
Eylül Kül ve kuru kızılın demi Ömrümüzden eksilen günlerin toplamı… 2 ... 3 Eylül Olmaz olası bir özlem Ekinoksa düşen bir mâ zaman Eylül, dünya’nın doğum tarihi… ... 4 Eylül Kurşuni bir hüzün atlası Dalgın yeryüzü’m Dağınıklığım -Hiç- kimsesizliğim Eylül Cehennem yalnızlığı’m... .... 5 Eylül Üşüyorum aklıma düşünce sen… 6 Eylül Terli bir coğrafyanın -Susmuş- Kuşlara avuçladığım susuzluk ... 7 Eylül Hangi şehirde olursaN olayım Kendime sustuğumda anladım gittiğini -Hazan- bir şiir olur yeryüzü… … 8 Eylül Aşk, mevsimleri hecelerine ayırıyordu Payıma güz düştü’n Ben Uzak aşığı Hüzün aşığı Gül aşığı Sen aşığı … 9 Eylül Bulutlar meylediyor artık içim’i dökmeye Gitmenle dönmemen arasında bir yerde bekliyorum yağmuru Ve gözlerin Uçurumlara çağırıyor beni Düşüyorum yâr’dan Eylül, adı/n dudağımda intihar sebebim... ... 10 Eylül İnce bir tül gibi yırtılan mavisine dalarken göğün Kuru kadife ovaların sofrasında başaklarda göğeren O üzgün-pencerelerden mücrim dağlara bakan gamlı bir şark hasreti Dünyanın unuttuğu beyaz bir güvercinin hiç uçmayan ilk günü Darb’edilen göğün illegal bir uçurtma özlemi Bir mevsim Ve Acılı bir ülkedir Eylül!... ba |
Gün soğuyor
üşüyorsun
ve sen yalnızlık yolunda kucaklamışsın Eylül’ü
Ki son bah(k)arlar öyle soğuk öyle uzaktan
içinde yeşerttiğin tüm gülücükler elemli bir suskunluğun içinde yol alır
Anlarız ki Eylül bir şiirdir artık ömrümüzden geriye kalan
ah nokta’lar (.)hiçte yabancı değil gözlerimin menziline
Ne desem kâr etmez, alnımda ince bir sızı gibi durur
Eylül koca bir suskunluktur bilirsin sende
dudaklarımız ıslanmaz hep bu yüzden kurur
Cehennem yanar insanı da yakar diye bilirdik,
oysa dizelerinde cehennem koca bir yalnızlık bahçesiymiş
Gidenlerin arkasından bakarken burkulur güneşin kalbi
Meğer Eylül yakmadan kül edermiş
Ressam değildin biliyordum kadim dostum
Yine de bir tuvalin var ve resim yerine efkarını çizmişsin
Günü geceye eşitleyen kalbinin telaşıyla
Eylül bir merhaba yeşertmiş sen adına hasret demişsin
Aşkların en uğrak mevsimini adımlarken anılardan payına düşeni alırsın
dudaklarının kenarına takarak buruk bir gülümse
Aklına düştüğünde üşümekmiş Eylül; ne acı
oysa yanmalıydı bedenin ve hele bir de hayalinde öpmüşse
Dünya alemin unuttuğu bir günü unutmayan sen
Özleminde illegal bir uçurtmanın neşesine kucak açmışsın
Dağlar ki hiç yabancı değil bize
Sence de bu yüzden mi kahverengidir gözlerimiz
Eylül mevsimidir yalnızlığın birde dalsız kalan yaprakların
bu yüzden mi
Yaralanmış kanamış ah çekmiş gövdemiz
Sen hüzün aşığı, bu aşk hecelerine ayırsa da
Hücrelerini kanatsa da
Vazgeçme sevmekten sevene mevsim yetmez
Sen gül aşığı, uzak aşığı
Bütün mevsimlerin toplamı bir Eylül etmez
Susmuş belki de Eylül
Dili kurumuş kim bilir
Belki de lal olmuş sancıyan yerinden bakıyor sana
Beklemekse artık hangi mevsim olsun olsun
Ve bulutlar yarense yüreğinle akacaksın
Dilinden düşmüyorsa baharın en hazin hali
Sonbahar kurudukça, mümkünü yok sen Eylül bakacaksın
Ve çaresiz nasıl ki düşmüşse her şair bu uçurumdan aşağıya
Ve nasıl ki anmışsa adını hepsi son bir defa
Dudaklarının kenarında kök salmışsa bir intihar sebebi
Artık gitme vakti gelmiştir dostum, de ki; Elveda...
Hadi kal sağlıcakla.