BEN BUYUM
BEN BUYUM
İyi biriyim aslında, samimiyetim, dürüstlüğüm, mertliğim ve duygusallığım da olmasa! Dostluğum ilaç gibidir yarası olan dosta. Hatalarını görmezden gelir, affetmesini de bilirim. Hata yaptığımda özür dilemesini de. Olur da kadim dost dediğim, bir gün kişiliğime yönelik bir hata yaparsa, bıçak kemiğe dayanmış gibi olur düşmanlığım. Muziplikler yaparım, gülmesini bilene. Hele çok sevmişsem maymunluk bile yaparım yeri gelince. Biraz huysuzum en çok ta kırılgan. Hata yapılmadığı müddetçe dert etmem! İncinir, kırılır, ama kırıldığım yerden doğrulurum. Kin gütmem. O anda öfkemi kusar geçerim. Küfür bile ederim. Dobra oluşumdandır. Ağzı bozuktur diye düşünmeyin. Tanıyanlar ne kadar centilmen, ne kadar saygın, ne kadar müşfik biri olduğumu bilir. Yaşamda, mutluluktan payıma düşeni almaya çalışırım. Bunu başardığım zamanlar da olmuştur. Ama en çok ta mutsuz olmuşum birilerine yansıtmadan kendi içimde. Tesadüflere bayılırım. Tesadüfler; hayatımızın en hormonsuz gerçekleridir. Tesadüfen yaşama merhaba dememiz gibi. Tesadüfen anne, tesadüfen baba, tesadüfen okul, tesadüfen iş, tesadüfen arkadaş, tesadüfen hayat arkadaşı, tesadüfen zenginlik organik olanından, akmayanından, kokmayanından olanı, beni anlatır sanki. Farkında olmadan, merhaba demişsem yaşama, bir sebebi var derim. Adam gibi yaşamaya çalışırım. Kazanacak, yemeyecek, içmeyecek, gezmeyecek ve gereğini yaparak hayata katkı sağlamayacaksam, insan olmanın da gereği yoktur. Fotosentez ne güne duruyor? Gider otgiller ailesine üyelik kaydımı yaptırır, ot gibi yaşar, saman gibi giderim. Günümü gün ederim. Dolu dolu yaşarım. Boş zamanlarımda iyi kitap okurum. Şiir yazarım, öykü yazarım, nesirlerim de var elbet. Ama en çokta mektup yazarım. Bazen kendime bile yazdığım olur. Boş geçen zamanı ömürden saymam. Hiç bişey bulamadım mı? Gider arkadaşımla tavla oynarım. Bir şeyden nefret ederim. Ne mi? Yalan! Yalandan nefret ederim. Birisi bir kere yalan söylesin. Kimliği çok ta önemli değil. Annem olur, babam olur, eşim olur, evladım olur, ya da bir başkası hiç farketmez. Gözümde tüm değerini yitirir. Bir daha asla derim. Gerisi Allah kerim! Zekiyim kendimce. Hele benim zekâmı biri hafife almaya görsün. Yatar kalkar Allaha dua ederim. Ya rab bu zavallı kulunu benim zekâmdan nasiplendirme diye! Zekâsız, cahil, gerici, hayatın içinde olmayan, paylaşım yoksunu, bilgi ve beceri yoksunu insanlardan nefret ederim. İlginçtir cahili de iyi hissederim. Aslında ben bu yönümü çok severim. Bu geri zekâlılar bazen beni kullanmaya çalıştığı da olur. Eline bir defaya mahsus koz veririm. İşte o anda Allaaaah derim. Bu huyumu da çok severim. Herşey bir yana da, dost dediğimi ben, gerçekten çok severim. İyi de aşık olurum. Ama aşk kusur kaldırmaz bilirsiniz. Kusurlu bir aşktan da nefret ederim. Birini ya hiç sevmem, ya da, sevdiysem eğer, sever, sever, severim. Sadece severek aşık olurum. Seversem birini, vefalı olur, başka olaylar üzerinden sevgiyi kirletmem. Aksi bir sevgi yaşıyorsam, tam da bu yüzden sevgiden bile nefret ederim. Efkan ÖTGÜN |