Şiirim
Ve güneş uykusunda bin yıllık yatağında
Hafif bir fırtına, yağmur ve karanlık gece Bin yıllık bir bekleyiş her sabahı ufukta Sürüp gidiyor ardı ardına şu ömrümce Bilinmeyene bir gezidir başlar gecemde Bir hüznün engininde yelken açar hayalim Yolların sonu bilirim ki biter güneşle Zembereği boşalmış bir saattir yüreğim Salınırken gözümde sabahın ışıkları Düş yorgunu gözlerim bin yıllık uykusuyla Ateşten dizelerdir güneşin armağanı “Merhaba” der şiirim yıldız ağırlığıyla |