ANKA
İki yol arasıydı dudaklarının kenarında düştüğüm kıvrımlar
Sen her güldüğünde benim için yeni kuyular doğuyordu teninde Dibini göremediğim, duvarlarında sesimin yankılandığı kuyular Bazen düştüğüm boşluklarından çıkmak istemeyen ben Bazense omuzlarımın dikliği ile asil şahlanışlarım Her duygunun dibinde ve zirvesinde olmamı sağlayan sen Yeni bir doğuş gibi bir bebeğin teninde uyanıyorum bu sabah Sesini duyduğum her an ömrümden ömrüne yol oluyorum Hayatın zorlu kavşaklarında avuç içlerimde taşıyorum hissimi İçsel düşüncelerime hakimiyet kuruyorsun sen Benim, burdayım der gibi Her zerremle sendeyim hissi oluşuyor birden Hasretin sancılı gecelerime hükümdarlık kuruyordu oysa yokluğunda Nefesimi zorlayan bir serzeniş isyanımla birleşen Göğüs kafesime sıkıştırılmış senli bir sürü cümle Dudaklarıma değmeden infilak ediyordu binlerce kez içimde Hayaller, nice hayaller vardı kurduğumuz vuslat kokan gecelerde Anlaşılamamanın çaresizliği ile yanıp tutuşan bedenim Ruhumun harında ankaya dönüşüyordu işte Küllerimde izlerin, yüreğimin orta yerinde gözlerin Dikiliyordu karşıma onca zamandan sonra Aynı his, aynı heyecanla dokunuyordu sesin sesime Katışıksız saf bir muhtaçlık ile ruhum teslim yine sana işte... D.K. |
Dudaklarıma değmeden infilak ediyordu binlerce kez içimde"
Çok güzel yüreğinize sağlık