Varlık SancısıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bir akşam vakti, güneş batarken, önümde kağıt kalem varken dökülen mısralar...
Er ya da geç son bulacak her şey,
Bu mavi, bu yeşil, bu rüzgar ve bulutlar, Hiç var olmamış gibi kalmayacak hiçbir şey, Değersiz kayalar ve hatta hayvanlar ile insanlar. Bu son gerçekleştiğinde ve her şey sona erdiğinde, Yine akmaya devam edecek (eder ya) zaman, Yokluğun ıssızlığında her şey varlığını yitirdiğinde, Anımsanabilecekler mi diğerleri tarafından? Yani öncesinde var olan birileri daha varsa, Ve zamanın derinliklerinde yok olmuşlarsa, Nasıl bilebiliriz var olup olmadıklarını, Onlara dair hiçbir iz geride kalmamışsa? Var mısın yok musun bilemeden bunu bile daha, Ulaşmak için uğraşırken bir an olsun refaha, Çepeçevre dolaşan koskoca evrenin farkında mı insan? Belki de hiç biri çıkamayacak geceden sabaha… Heyhat! Ne çözümsüz bir bilmece bu zihinlerdeki, Bilmemek kadar kötüsü var mı hayattakini? Nereden geldik ve nereye gitmekteyiz an be an, Ölümün ötesini nasıl tahayyül etmeli insan? |
Tebrik ederim şairi...