hani bazen// . . . bazen, hani bazen hiç bir dal, yaprak kımıldamaz ya içinizde, işte o vakit; flu bir donukluğa demir atar içinizdeki liman örgülendiğiniz, örgütlendiğiniz hiç bir bir tam tamlayamaz, tanımlayamaz içinizdeki hiçinizi ve bir ömür kozanızdan çıkmak istemezsiniz mesela; solumak, solungaçlanmak yerine mavi bir ormanı yaşlı bir ağacı, balığı üzerinize devirmek istersiniz dilinize pas, kaleminize yas damlar harfsizliğinizde ve hiç bir başlangıcın ne başı ne de sonu olursunuz , bazen, hani bazen hiç bir gece, düş tuvallenemez ya içinize, işte o vakit; içinize çöreklenmiş iz taşıyan her acıya diz çökersiniz eyvallah edersiniz kendi yalnızlığına sarılan ömrünüze karanlıkla beslersiniz gün yüzü görmemiş korkularınızı ve sesinizi duyacak bir Tanrı resmedersiniz avucunuza mesela; dumanlarsınız ya ciğerlerinizi bazen bir sigarını ucunda hani şişelenir ya salkım, salkım geceye mahzen açlığınız bir tavan arası sessizliği olur yüreğinize astığınız aşklar ve sığabildiğiniz tozlu sandıklarda unutulmayı istersiniz , bazen, hani bazen neyse.., vakitte çok, çok geç oldu zaten diyeceğim; öldürse de şiir şairini, yazana kadar sahibinin sonrası evrenindir neyse... dedim ya vakit te çok geç oldu yalnızlık beklemez malum. . . . // ilhanaşıcıağustosikibinyirmiüç |
Üzgünüm ama yalnız doğduk
Yalnız öleceğiz bu saçma hayat savaşında
Yüreğiniz hep çağlasın