8
Yorum
36
Beğeni
0,0
Puan
1226
Okunma

sen ki dökülmedin dudaklarıma şiraz
şarabî gölgelerin tutsaklığında kaldın
harfler tunçtan bir devrimdeydi
bastıramadım içimdeki telaşı
suya, ateşe ve maviye yandım
devrilince gün -karışınca aklım- şiraz
marjinal bir tutkunun sevişmelerinde
törpülenirken kelimeler
kanrevan savaşın ortasında kalırım
esaret ki
büyüyen merdivenin
kırılmış aryasında yükselir
çoğalmalıyım rahminde şiraz
anaçlarım kalemlerini öperken küvezinde
aşkın yanarken bağrında
kuzgunî rüzgarın dar bacaklarında
döllenmeliyim
güneşini öpüp
bu yağmur seni eskitir mi şiraz
sen toprakta yıllanırken
avuçlarında çizgiler
göz harelerimde sevdanın yaşları
neden kelimeler susar şiraz
oysa ki çığıl bir acının esamesi yitik sancılarıydık
yüzüne rahmet okunan çiçeklerin
soluşuyduk
kayboluşuyduk rüzgarın
neden şiraz
susunca a ş k / konuşunca ö l ü m
dudaklarının salkımlarından düşmeyince sesin
ş
.....i
........i
...........r
.........a
...... z