SIĞINMACI (15)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın „Cumartesi yazılarımızdaki 100. yıl geleneğinin anlamlı günlerindeyiz. 24 Temmuz Lozan Antlaşması’nın 100. yılı. Lozan için yapılan en yaygın tanımlardan biri şudur:
Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedi! Bunun yanına bir tanım daha koymak gerekir: Tam bağımsızlığın meşalesi! İkisi aynı şey değildir. Tapu sizindir ama size ait toprakların kullanım hakkını elinizden alabilirler. Orta Amerika’da, Latin Amerika’da, Afrika’da, Asya’da buna benzer çok “bağımsız” devlet vardır. Nikaragua bağımsız devlettir ama Panama’dan sonra iki okyanusu birleştirecek kanal yapmaya uygun tek yer buradadır. Bu kanalı yapma hakkı ABD’nindir. Kenya dünyanın tıbbi bitkiler bakımından en zengin ülkesidir. O topraklar 999 yıllığına Batı ülkelerine kiralanmıştır. *** Lozan’da ise Mustafa Kemal sadece tapu senedini değil, tam bağımsızlığı istedi. Görüşmeler o yüzden uzadı, kesildi. Kesintinin iki temel nedeni vardı: İstanbul ve kapitülasyonlar! Emperyalistler İstanbul’un uluslararası statüde olması için ısrar ettiler. Asıl amaç boğazları kontrol etmekti. Bir de kapitülasyonların devam etmesi için bastırdılar. Bir devletin başka bir devlete iktisadi ve sosyal ayrıcalıklar tanıması anlamına gelen kapitülasyon, Osmanlı’da 1838 Baltalimanı Anlaşması’yla başladı. Bununla Osmanlı üretemez hale gelince 1881’de Osmanlı hazinesini yöneten Düyunu Umumiye, 1920’de Anadolu’yu lime lime bölen Sevr geldi. Lozan Sevr’i bozan, yırtıp atan antlaşmanın adıdır. Lozan’ın ne olduğunu görmek isteyen Sevr haritasına baksın, her şeyi anlar. Tabii görmek isterse!“ (Sayın Yazar Mustafa Balbay’ın 22.Temmuz 2023 günki Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınladığı „100.NCÜ YIL…SEVR’İ BOZAN LOZAN!“ köşe yazısının başından aynen alıntıdır. Yazının tamamını okumanızı öneririm.)
Siz “Sığınmacı” deyin,
ben “Yığılmacı”, siz bana bunun “İnsancıl” olduğunu söyleyin, bence; “Bunun sonu acı!” Sakın dolar Arap’larına güvenmeyin, peş-keş çekmeyin onlara ülkemin; Bereketli meralarını, cennet deniz kıyılarını, kâr eden limanlarını, devlet bina ve fabrikalarını! Biri salatanatını sürsün diye ülkeyi satmak niye? “Küre Isınması” arttıkça, daha da kuraklaşacak Afrika! Susuzluk, açlık ve ölümden kaçanlar tabiki bize sığınacaklar. Ortadoğu’da terör ve kargaşa arttıkça, tabiki orada oturanlar ülkelerinden kaça-kaça bize sığınacaklar. Savaş yüzünden gelen, ülkemize yerleşen Ukranyalı’lar-Ruslar, birde evini terkeden Suriyeli ve Taliban’dan kaçan Afgan’lar, bize sığınacak tabiki! Henüz bitmedi dostlar durun, daha da kötüsü var bunun; Çökerse Putin İktidarı birden Rusya’da yaşayan Türk Kökenli soydaşlarımız “Göçmen” kabilinden; “Türkiye’ye yerleşmek hakkımız!” Diye tabiki gelecekler bize. Hepsi “Türk Kimliği” taşıyacak, Etnik İşgal gibi kurtarılmış Belde’lerde yaşayacak, Mafia’sı ve Tarikat’ları koruyacak her birini. Birgün bize karşı birleşti mi bunlar, mahvoluruz dostlar! Bugün kiracı yapan bizi yarın olacak Ev sahibi böylece işgal ederek vatanı, yok etmek isteyerek Lozan’ı.(*) (*) Bugün 24.Temmuz.1923’de imzalanan Lozan Barış Anlaşması’nın 100.ncü Yılı. Bu anlaşmanın “100 yıl sonra biteeği” gibi bir maddesi yoktur. Lütfen ŞİİRİN HİKAYESİ’ndeki yazının tamaını okuyunuz. |