ÇOCUKLUĞUM...
Ben, çocukken, her yer rengarenk çiçeklerle dolu idi.
Koşmakla bitmeyen yemyeşil çayırlar! Uçsuz bucaksız ovalar... Kuşlar, tavşanlar kuzular... Yüksek yüksek tepeler... Hiç ulaşılamayan dağlar! Dağların eteklerinde... Açan renga renk çiçekler! Çeşit çeşit böcekler... Hep bacasıdan dumalar tüten... Büyüklü küçüklü sıra sıra evler... Bizim Dünyayaya açılan ... Evin küçuk pencereleri... Bu pencereden! Her baharda göçmen kuşlar beklerdik... Bağdaç kurup yer sofralarında... Kuru soğanla mis kokulu yemekler yerdik... Biz çocuklar! Hep neşeli kahkaha atardık! Hep beraber saklambaç, kör ebe oynardık... Babalarımız hep anlayişlı, gönlü bol... Analarımız sevecen şefkatli idi. Benim çocukluğum bunlarla büyüdü! Şimdi, hasretle... Özlemle çocukluğumu aramakla geçti... Artık, yok o yüreği mangal, demir bilekli adamlar! Şefkat dolu kadınlar! Menfaatsiz sevgiler... Gönülden duyulan saygılar... Neşe ile gülümseyen o al yanaklı çocuklar! Artık yok. DİNÇER DAYI |