ÖLÜM ÖLÜ CENAZE
ÖLÜM ÖLÜ CENAZE
Her doğum ölüme mahkûm Ölüm mü yoksa doğum mu bizde varlık Yoklukta ebedi varlık. Yoktan varlığa varlıktan yokluğa yolculuk. Bir mezar başında dünyalıların Şuursuzca el sallamalarıyla biter dünyadaki varlık… Bir ömür büyüklük iddiasında insan Sonunda bir cenaze musallada son dualarını beklerken Cemaat saf tutar sol yanında kendinden habersiz. Hep başkasıdır aklınca musallada uzanan Tanıyan tanımayan duaya durur, Helal eder hakkını olmasa da bir hakkı Usuldendir ya da gönüldendir. Kim bilir ki kimin aslında nedir niyeti. Zengin ya da makam mevki sahibi ise yolcu, Protokol safa durur ön sırada. Bir fakir garip ise yolcumuz Mevcut cemaatten bir kesim Müezzinin hatırlatmasıyla girer safa Hak için duaya durur... Ölüm... Dünya hayatını kapayan kapı, Dönüş, Yok... Hesap, Çok... Mal mülk makam mevki evladı iyal, Hiçbirinden kimseye bir fayda yok. Öldükten sonra kim olursan ol... Cenazene başkanlar bakanlar gelse Bütün böyük adamlar saf tutsa ardında Ve bu adamlar sana duada bulunsa ne yazar Ardında bıraktıklarına reklam olmaktan başka… Ölüm, ölü, cenaze... Ruhumuzu titreten avaze. Biz, Sanki dünyaya yeni gelmiş bir taze. Nerdeyiz, nasıl bir haldeyiz Ölüm de ölü de biz Ne zengin fakir ne şan ne şöhret Yok birbirimizden bir farkımız. Hiçlikle geldik şu dünyadan Hiç olup gideceğiz. Dönüş... Aslina, Hakk’a dönüş... Bu dönüşte ağlamak mı Yoksa gülmek mi nasip bize. Bir gönül burukluğu ve hüzün sararken ruhumuzu Tek başımıza, Biz bize şahitlik ederken mizan terazide Hak yerini bulacak elbet. Kim, Neyi niçin yaptıysa ve yapmadıysa Verecek hesabını birer birer. Zerre kadar haksızlık olmayacak, Kimin kimde ne hakkı varsa Ödeyecek istese de istemese... İster ağa ol istersen paşa. İster zengin istersen fakir. Aynı yolun yolcusuyuz. Yok, kimsenin kimseden bir farkı Ölümde birleşip eşit oluyor insanlar. Haklar ve hukuklar eşit. Ardından uğurlayanlar farklı olsa da Musallada, toprakta, hesapta eşit… Eşit haklara sahip olduğumuzu hatırlatır bize ölüm. Ölüm, Sen nelere kadirsin. Musallaya yatırırsın büyük küçük insanı. Nice böyük insanları safa dizersin huzurda El pençe bekletirsin dualarını aldırmak için. Nice sultanlar, nemrutlara, firavunlara baş eğdirirsin birer birer. Çaresizliğini acizliğini, Hiç olduğunu vurursun yüzüne yüzüne Hiçlikle varılacağını hatırlatırsın varlığa Hakk’ı, hakikati haykırırsın. Ölüm, Sen ne güzelmişsin meğer. Seninle kavuşacağız Hakk’a hakikate. Seninle varacağız sonsuzluğa Yoklukta var olacağız seninle. Ne dünya anlayacak bizi ne dünyalı Biz kendi halimizle kendi varlığımızla yaşarız. Ölüm, Varlığa açılan kapı... 29.12.2022 |