ay düşmüş çırpınan suyatakvim yapraklarında bir telaş ömür el sallıyor geçen turnalara yaşam çocuk sesleri gibi cıvıl cıvıl şu özlem yol kesiyor harami desem değil uzanıyor ellerim ah özlem gel tartıya desem sığmazsın yüreğime gömeyim desem koca şehir baştan başa yanacak bütün yollar gözlerde patikalar bile hesap verecek estikçe rüzgar buram buram kokuyor özlem güneş giderken günden gecenin kucağında kaybolmuş tam sırası ay düşmüş çırpınan suya mavi zambak utangaç cilveleşiyor yıldızla haydi gönül seven gözlerin kıyısına kur bakalım çilingir soframızı dolsun kadehler uzaklardasın biraz gamlıyım bu gece kıyıları usulca öpen dalga sesinde efkarı kadehlerde bulmalıyım dört yanım sen ilk kadeh ay ışığıyla oynaşan seni çizen yakamozlara olsun sonraki kadeh gözlerime tutkuyla sana baktıkları için bir kadeh yüreğine şiirler yazdıran ele tutsak dilime sonraki seni seven şu kalbime ama son kadeh evet o son kadeh sadece sana tükenmeyen özlemine .. hilmi arsoy - tekirdağ 09.7.23 |