1
Yorum
13
Beğeni
0,0
Puan
396
Okunma
adını çalan bir sokağım
gölgesini kaybeden bir cisim
bazen kaybolmalı her insan
bazen de yıkanmalı bir nehirde
taşsız ama taşralı bir hüzünle
...
düşvari rüzgarın zamansız dökülüşleri
gecenin kubbesine gözyaşlarımızı bırakıyordu
ismaillenen serencamım
bir intiharın uçurum kenarında dururken
ve her şiir bir şairin ölümüydü
kelimeler neştersiz yara açarken
sahraydı
adını çalarken
bedevi esmerliğinden dövünen yollar
yaraya tuz çalarken
denizden
dalgaları kirpiğinde unutmaktı bin asır
nasırlaşırken izlerimiz
her şair gölgesini yakar şiirinde
ve yanarken tutuşan renklerdir gülüşlerin
düşvari mihlebin
şah damarımdan hayatı akıtması
aslında senin ölümündü
ben seni yaşatıyordum
sen ki hep ölüyordun
ben hep doğuyordum
ki hep sen ölüyordun
kıyılara vuruyordun...