ANAMIN AK SÜTÜNDE YÜZERKEN...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Rengi mubah mıdır, sahi ölümün hani, başını duvarlara vurduğundan önce midir hüznün sadakat yemini… Her acıda baş koyduğum Her başımı koyduğumda sırtımdan vurulduğum… Teşrifi günün ölümle yüz göz Bir teselli babında rengim nasıl ki beyaz Akında gözlerimin uçuşan gölgelerden mi sormalılar beni? Hazan misali yazın ilk günleri. Yazmaya başladığım hararetle Telafisi mümkün olmayan terk edilmişliğimin güftesi Ve de zümresi düşmanlarımın Anamın ak sütünde yüzerken Belki de annemdir yüreğimi derinden hisseden Uykusuz gecelerin ihbarı Talaş yığmış zebani üstümdeki ölü toprağa Ölümsüzlük dilemiyorum artık Ne de olsa vakti geldi Tası tarağı toplayıp da nereye gidecekse ruh Endamlı bir hüzne kefil olduğum o güruh Azıtan ve açlığı dinmeyen Açmaza düştüğümde acımla böbürlenen Tasnifi günün geceye sarkan bir hüzün duvağı daha Dalgalar nasıl ki aştı boynumu Evlat olmak ve sahip çıkmaksa anneme boynumun borcu Horasan tepelerinde gezen bir kuş gibi Kayyum atandığım zemheride saklı yaş gibi Kulluğuma binaen Köküme kimse ihanet eden Elbet bizden değildir diyen nice Mümin Soyutlandığım şu ömür Ve işte dilimlendikçe yüreğim Sökün eden derinden Solumda sevgi sağımda dirhem merhamet yok iken Kimse yakınım Kimse dostum Gittiler nasıl da gittiler en uzağa Mihrabı öykümün? Meali kayıp bir gün daha bahşetti evren Soğuk ve uzun koridorlar volta attığım Canımdan canın gittiği Her katık ettiğimde sevgiyi Dilemması hüznün bol keseden sevdiğim şu evreni Bir haz değil asla haiz olduğum acının bekası Hazır ol da Kara Melek Saklı tutulası anne duası Şimdilerde benim ettiğim her dua Nazımda niyazımda yalnız bırakmaz da Huda Ah, kayıp şecerem Ah, nesli tükenmiş iyi yüreklerin Nankör ve vebalı adeta semiren nefsi zalimin Zulme katık ettikleri nice beddua ve yemin Arz ettiğimdir ölüm fermanım Azat edilesi ne çok hüzün yürekte kaynayan tasam ve meramım Elbet saklı nezdinde Mevla’mın Cüssem ne ki de cüret ederim bitsin diye bunca acı Martaval okuyanlar bir yandan Dumanı üstünde tüten çayım da soğudu işte Demlendikçe günbegün Yüzdüğüm bu engin denizde Ne kulaçlarım yeter aşmaya okyanusları Ne kucak açarım yarınlara Eğer ki olmayacaksa annem yanımda Neye yarar yaşamak? İkbali kısır döngünün Sağdıcı zulüm, nifak sokanların Kurada çıkmadı bu hayat bana Kusursuz addedilsem de çoğu insanın nazarında Bir o kadar karalandığım ve soluklandığım Bir hece ve nicesi nemalandığım Bu acının da var mıdır çıkış noktası? Adeta bir labirent içinde dönendiğim Hâkim olduğum kadar kendime Hekimlerde de şifası annemin Yeter ki yüce Mevla izin versin Dudaklarım kilitli Dualarım kıblemde saklı Duvağı ile yaraları Kapattığımın da yoktur telafisi Bir neşreden ki çektiklerimi Gel gör ki başım dik ayaktayım Tasam da davam da saklı hidayetin katında Gören, bilen biri var madem Matemimde boğulduğum şu hüzün rütbem Meali nedir sahi, gelecek günlerin? İçimde köpüren bir deniz Kolluk kuvvetleri adeta savunduğum o tek iz: Elbet Allah yolundan geçtiğim Sınandığım kadar da susmayan siren sesleri Ah, be annem: Kokunu sesini özledim Diğer yarım diğer yanım, can parem Gideceksen ki eğer erkenden Al beni de götür içinde sıkıştığım Cendereden tek çıkışımdır ettiğim dualarım Solma artık dayanamam Söz etme nasıl ki canın yanmakta Zikrimle fikrimle bağdaş kurduğum Hakkın yolunda |