Fırat
Türküler, ağıtlar yakılır sana.
Kim bilir kaç kişi, Can verdi suyunda. Ne olur bu kadar zalim olma! Hırçın suların zapt edilmez. Çılgınca akar, kimseyi dinlemez. Nice ocaklar söndü senin yolunda. Nice yüreklere ateş düştü uğrunda. İstersen ovalar hayat bulur. Senin bereketli sularınla. Binlerce yıldır akarsın. Bu güzel topraklarda. Kiminin evine matem oldun. Ocaklar söndü, ölüm getirdin. Kiminin evine bereket oldun. Ocaklar güldü, bolluk getirdin. Bilirim ikiz kardeşin. Sensiz yapamaz. Elbet buluşur yolunuz. Dicle senden ayrılamaz. Farklı yerlerde doğarsınız. Birbirinizden asla ayrılamazsınız. Her ikinizin de kısmeti var. Anadolu gibi şefkatli bir ananız var. Bir ananın iki farklı evladısınız. Yoktur birbirinizden farkınız. Biriniz Fırat, biriniz Dicle. Sonunda buluşursunuz aynı yerde. Bazen sana kızarım, Bazen seni severim. Her günümüz bir olmaz. Bir baba, bir evlat gibi. Bazen can yoldaşım. Bazen baş düşmanım. Nedir bu bitmez öfken? Artık gel barışalım! Hem ağlatır, hem güldürürsün. Seni anlamak zordur. Dost musun, düşman mısın? Seni anlamak ne mümkün! Binlerce yıldır can alırsın. Yine suların doymaz. Daha ne kadar can, Senin yolunda olsun kurban! Yakılan ağıtlar, göz yaşları, Hepsi senin yüzünden. Nice ocaklar söndürdün. Kör olası bitmeyen öfkenden. Derindir suların yol vermezsin. Neden öfkeni yenemezsin? Sevenleri ayırma birbirinden. Bunun hesabını veremezsin. Ölüme susamış suların. Doymaz can almaya. Yeter artık Fırat! Ne olur gel artık yola. Mustafa Kaynak |
*** FIRAT *** şiirini, beğeniyle okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair Arkadaşımı, içtenlikle KUTLUYORUM...