VUSLATSöyle ey! gönül kuşu; ne umdun da ne buldun, Gün geçtikçe daha da hayal oluyor vuslat. Nitekim en sonunda sende mi unutuldun, Dehliz karanlığında son mu buluyor vuslat. Nereden başlamalı menzile varmak için, Ruh halim uygun değil bir hayal kurmak için, Mecalim de yok artık sesi duyurmak için, Vakti saati bitti zaman doluyor vuslat. Kim değil kime nasıl; kim gidecek bu yolu, Herkeste iz bırakan bu bir hayat okulu, Mutluluğun tek sırrı sevgi cennet kokulu, Sabır selamet derler ödül oluyor vuslat. Herşeye muktedir o isterse kavuşturur, Bazen görmezden gelir başından savuşturur, Mutsuzluğun iblis’i avcunu ovuşturur, Ulaşılmaz bir meta korku salıyor vuslat. Süreli bir zamanın ortasında yaşarken, Sabır kadehi her gün son damlada taşarken, Hayal atına binip kaf dağını aşarken, Renkli düş sarmalını bir bir bölüyor vuslat. Ayrılık kadehine doldum boşaldım her gün, Özünde kaybettiğin karşına çıkar bir gün, Düşümden çıkan tutsak fizana gitti sürgün, Şimdi can çekişme de artık ölüyor vuslat. Velhasıl neden niçin; sorusu hep kafamda, Gamı kederi dersen dün bıraktım arkamda, Bende bilemez oldum, kim var gönül sayfamda, Şimdi artık zamanı geri alıyor vuslat. ...Necdet Akcakaya/Ankara |