Rabbime mektupŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Ben sende kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdeyim
Ben sende kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdeyim Alev Alev yanan yüreğimden gözlerime süzülen acılarımla refiki ala’ya çevirdim yüzümü yine, kimsenin olmak istemediği gece yarısı yalnızlığında uykusuzluğumun giz dolu umuduyla senin için döndüğüm sığınaktayım işte. Kalbime bir hançer gibi saplanan karanlık sözlerin yamacında cayır cayır yanmayı sayıklayan bilinçsiz bir yakarışın kör gözlerindeyim. Her susuşum sana yakarışımdır kalbimde, her daim hıçkıran acılarımla sana kavuşmak için çıktığım yoldayım dikenler üstündeyim medet ya Allah kederli gözlerimle bir çift kederli Gözde yakaladığım savaşlardayım olmasını istediğim her şeyi berbat eden bir çift beceriksiz yılgın sözde ağlıyor senin için kurduğum düşler. Kendi makamında aklının ve kalbinin kapılarını kapamış bir yüzün gözyaşlarıyım, onun için senden bağışlanma diliyorum. Ben sürgünlerin en tutsağıyım karanlığın en koyusunda, sensin tutunduğum tek dal sana getiren ölümdür artık., Senin için kırılmış aynalardan yüzler mi toplayayım senin için ben senin için varım bana bir şeyler anlat canım çok sıkılıyor uykusuz Bir gece yarısında kaçan uykularımla sükut içindeyim gece bile dinlenmiş yeni bir geceye demlenmişken ben hala düşlerimle düşüncelerdeyim maksadımın ne olduğunu bilen yalnızca sensin başkaları sırlarımıza gafil kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdeyim dilim seni yüceltmekte aciz kalbimdeki derinlikleri bilen sensin beni anladığını bilmek bana ettiğin en güzel kelamdır umuttur mutsuzluklarında, tüm imkansızlıklarımı toplayıp kapına geldim tüm imkanların sahibi sensin tüm ince işlerin en ince ayrıntıları sende sen istediğine inceliğinle ince işlerin en ince ayrıntılarını bile ikram eder ve Aziz eylersin Ben de sana ruhumun kalbimin en ince olduğu şu anda yaratılmışlık inceliği ile kırılmış harap olmuş Gönül bahçemle sesleniyorum gözyaşlarıma değer veren yalnızca sensin beni benden alan sen nefretlerime sevgiye çeviren sen istemediklerimi isteten sensin mademki istedin öyleyse hayırlar lütfettin bunu da bana söylettin. Yarabbim senin dilediğin kadarından başka ilmim yok benim. Kanadı kırılmış Bir kuş gibiyim yolunu kaybetmiş bir yolcu gibiyim ruhum bedenimden ayrılırken sana hasretlerinden sesleniyorum kalabalıklar içindeki yalnızlığımdan kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdeyim bana yardım et ilminle kuşat beni çocuğum Ben şefkatinle büyüt bana sevmeyi öğret içimin acıdığı yerdeyim hiç kimsenin ruhumun derinliklerine kalbimin sırlarına erişemediği yerde Ben yalnızca seninleyim hiç kimsenin bilmediklerini bilen sensin duygularımın inceliklerine değer veren sensin hiç kimsenin bana veremediği değeri veren yalnızca sensin hiç kimseyi yeterinden çok sevdirmeyen sensin hatalarımı yüzüme vurmayan yalnızca sensin beni uyutan beni uyandıran yalnızca sensin saçlarımın arasında yüzümde duymak istediğim şefkati düşlerken daldığım uykularımda kalbimi okşayan sensin görüyorum ki senin için sevmeye çalıştıkça senin için yaşamaya savaştıkça senin için sabrettikçe dikenli terler ölüyorlar yollarıma üzerine basa basa yürüyorum bana yardım et medet ya rab biliyorum ki yüreğime batan her diken Gül olur maksat sen olunca bana dayanma gücü ver incine incine inceltir ruhum bana neyi öğreteceksen benimle öğret en güzel eğitici sensin kalbime sonsuzluk isteğini ilham eden sensin dile sen bir vesileyi lütfeder bir yardımcı gönderirsin kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdeyim yolunu şaşırmış sözlerime lime lime haksızca yüzüme vuran bir tokat gibi savrulduğu yerdeyim seninle benim aramda hiç kimsenin olamayacağı yerdeyim sana çevrilmiş yüzüm üşüyen ellerimle 99 ismin kalbimde hasretinle seninleyim yeryüzünde vefa yok beni teselli edecek olan yalnızca sensin dokun bana ne olur sev beni en çok sana muhtacım Ben en çok sana muhtacım en çok sana muhtacım sen allah’sın Allah ya rahman sen öyle rahmet edensin ki rahmetinin bir cilvesi sonsuz saadetimdir beni sonsuzluğa eriştir beni seninle muhatap eden sensin hikmetine sual olunmaz.aklım hikmetlerine ermez idrakım yetmez lakin niyetimi bilen sensin başkaları duygularıma cahil kalbimdeki incelikleri bilen yalnızca sensin suskunluklarımı bilen çığlıklarımı işiten yalnızca sensin takatim yok bana yardımcı olacak olan sensin Ben öksüzüm yetimim kalabalıklar içindeki yalnızlığımı bilen yalnızca sensin yorgunluklarımı hasretlerimi bilen sensin sen affedicisin Ben aldandım hatalıyım biliyorum utanıyorum affının gölgesine sığındım kalbim senin elindedir hislerimin sahibi sensin içimdeki yangınları söndüren sensin beni söyleten susturan sen merhametinin sıcağına al beni rahmetini indir üstüme lim istediklerime yetişmiyor takatim yok fakirim sana aç sana hasret sana muhtacım bana yardım et boğuluyorum unutuyorum hatırlıyorum özlüyorum ey yar ey Allah ey rahman İki kelimeyi birleştirip hasretlerimi dile getiremeyen Ben boğuluyorum bu iki kelimenin altında lütfunu bol eyle bana eşsiz yakınlığına al beni sev beni ne zaman tat alsam tükenince azap çekerim lezzetleri daim eylesin zikrinin lezzetlerini daim eyle ebedi saadetler ikramiye ile bana söylediklerime değer veren yalnızca sensin sözlerimi severek dinleyip bana cevap veren yalnızca sensin anlattıklarıma değer vererek dinleyip bana cevap verenin yalnızca sen olduğunu bilmek saadetimdir kimsesiz gecelerdeki kalabalık yalnızlıklarımdaki tek varlığım sensin beni yalnız bırakma tek dostum sensin tek mutluluğum sensin sana gelen yollarımı aç bana çok yalnızım bu dünyada en büyük dostum en güzel sırdaşım sensin sırlarımı aşikar etmeyen yalnızca sensin yoldaşım sen varım yoğum sen uykum sen uykusuz luğum sen sen benim nefesimsin derdime dermanım sensin kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdeyim sevgisizim yorgunum hasretim sana dokun bana ey yar korkutuyor beni hızla geçen zaman bu dünya gafletinde boğulmak. Seni arıyorum sessizliğinde bu dünyaca cehenneminin güneşin açtığı kristal aydınlıktayım al beni rahmetine beni nefsime bırakma ruhumun karşılığı yok al beni sevgine sesim sükutun ortasında unuttum onu konuşmayı özlüyorum sevgini en çok kahır giriyor gecenin gözbebeklerine kimse anlamıyor olup biteni sesin bir Okyanus olup dolduruyor yüreğimin kimsesizliklerini seni düşünüyorum zira senden dökülen biriyim ben hazin bir aşkın hasreti içinde yanıyorum leziz bir acıyla doluyor aç ruhum günlerden öyle bir gün ki bir yanım yerde bir yanım gökte küçücük mabedim de kimsesizliklerin kimsesine geldim ana mı oldum ben ya rabbi uçurdular mı beni kuş gibi yuvadan uçtun mu çarpa çarpa duvarlara incittiler mi beni yuva ne demek ya rab ya mutluluk kimler döktü yüreklerini yaralı bağrıma İçim acıyor yaşam avuçlarımda gizlediğim bir dua ulaşıldıkça ulaşılmaz olan bir aşkım pençesinde çırpınıyor sana aç ruhum kimsenin görmediği kimsenin duymadığı yerdeyim ben sende seni arıyorum sesimde gölgemde Yağmur yüklü bulutlarda gözyaşıyım rahmetin dokunuyor üşüyen parmaklarıma yüzüme bakıyorum gözlerime kirpiklerime seni arıyorum her yerde bitmeyen hecelerde yaşamın sessizliğine bile bağlıyım ben yanıyorum bu dünyaca cehenneminde üneş gibi doğdun ya içime apansızca beliren bir gölge gibi çıktın karşıma Gül yapraklarının kokusunu sertin ömrüme şefkatini duydum üşüyorum ruhumda o ilahi dokunuşunu bir yuva kadar sıcak korumasız bir bebek gibiydim susuz büyümüş bir çiçek büyür mü hiç susuz çiçek büyür mü hiç büyüdüm işte hala dimdik hala dipleri yüreğim ruhu uçmuş bir beden gibiyim dünyayı ve seni çocuk gözlerle gören oksijenimsin benim oksijensiz yaşar mı insan sana kimsesiz gecelerin hüzün dolu yalnızlığından yazıyorum acı çekiyorum resulünü düşünüyorum uyuyorum evime geliyor bir baba şefkatiyle bana nurunu getiriyor üstümü örtüyor babam olur musun diyorum çok yalnızım bu dünyadan babam olur musun yeryüzünde vefa yok diyorum konuşmuyor kayboluyor sonra ağlıyorum ona gidiyorum geceleri yüzüme sürüyorum kabe’ye ölüyorum orada seni arıyorum sesin bir aşk olup giriyor düşünme ağlıyorum sabah oluyor kimse olmuyor içimde bir sen varsın yaşanmamış bir aşkın koynunda yapayalnız uyanıyorum yine bu dünya zindanına uyanıyorum çaresiz binde bir kez olsun sormuyor kimse nasıl dayanıyorsun diye tüm sabahlar gibi yorgunum bu sabahta, yaşadıkça yalnızlaşan ruhumla gelse Bir Seher vakti öyleyse baksa gözlerime dokunsa kimsesiz yüreğime tüm yaşamlar kadar yorgunum tüm yaşanmamışlar kadar ama sen doğdun ya güneş gibi karanlıklarda kalmış yapayalnız ruhuma ne olur gitme beni yalnız bırakma beni sensizlik ateşiyle yakma içim parçalanıyor sonbahar yaprakları gibi savrulup duruyor ruhum içimde yangınlar yalpalanıyorum fırtınada uçan Bir kuş gibi çarpa çarpa kimse olmuyor karanlığında boğuluyorum kuytuluğunda yalnızlığımın uzanıp uyumak istiyorum bazen sonsuzluğa doğru ecelden başka bir ölümü kendime yakıştıramam sadece öleyim diyorum bazen hepsi bu mütebessim Bir Eda içinde giriyorum merdumgirizligime, noktası belirsiz bir hayat görüyorum gözbebeklerimden süzülen yaşlarda bir enkaz yığını içinde kayboluyor düşlerim. Sorularımın cevapsız cevaplarımın sessiz kaldığı bu hayatta küskünüm artık tüm bekleyişlere paragraflar bile yabancılaştı artık sesin sensin tek aydınlığım bırakma beni kurtların çakalların arasında İçim kanıyor her gece yeniden doğup yine hazırlanıyorum gün batımlarında yaşayan ölüme çıldıran sıraya paralıyorum kendime sükut içinde bir yalnızlık çiziyorum akşamın asilliğine sormuyorum kimseye söylemiyorum da giz dolu kuytulduğunda uyuyor umudum gülmek istiyorum sonra ağlamak kahrediyor beni bu zehirli dünya gafleti Ben ne zaman kime yazmaya kalksam sen dökülüyorsun kalemimden sana bunları penceremi çalan aç bir kuşun gagasındaki eziyetle yazıyorum kanadı kırık bir kuşun çaresizliğiyle ardımına muhtacım merhamet et sen merhamet etmeyi seversin merhamet edecek olmasaydın Adem aleyhisselamı rahman’ı öğretmezdin gözlerimin mahreminde acıdan yanan kalbimin tüylerimi ürpeten yalnızlığında yalnızca sen varsın senin ile yanan kalbimin dumanıyla sürmelediğim gözlerimde sen sen varsın biliyorsun ki içimden dışarı bir adım atmadım her gün aynı saatlerde pişen yemekleri bile yiyemiyorum artık ben uykuya Hasret gözlerimin derinliklerinde öylece duruyorsun yarım bir ay gibi sus pus oldu içim gözlerim kederinden ikiye bölünmüş ay yarın bir ay gibi suspus olduğu için gözlerim kederinden ikiye ayrılmış Yıldız bu Gök bu yıldızlar unvanında kayboldum hasretin acı bir tebessümle çöküyor sen ne göz bebeklerime yoruluyor yoruluyor olurum bir göğe bakıyorum bir sana gökkuşağımmış beyaz gelinliklerine siyahlar içinde ak bir mintan gibi seni bekliyorum ben her solukta gözlerime düşüyor rahmetin kapıyorum gözlerime ruhun göz kapaklarımın içinde uyuyorum ve senden başka hiç kimse gelmiyor içime iyi ki gelmiyor seninle başlıyorum gün doğumlarına çocuğum Ben bu yaşam bana göre değil yüreğime verdiğin ışığa tutundum bir çiçeğim ben dökülüp duruyor yapraklarım bir yağmur damlasıyım kendi çölümde üzgün ruhumla konuşuyorum ölüyor hasretinden mutluluğun peşine takılıp gittiğim yer sensin sonsuz bir sükutum sıcaklığına tutundum çocuğum işte karşılık veremiyor hiç kimseye yüreğime düşen sevince üşüyorum senden gelen sözlerle ısınıyorum böyle geçiyor işte zaman inciniyorum üzülüyorum inceliyorum aldırmıyorum parasızlıklara da zaman gönül soframda bir avuç yok soğuktan başka bir şey değil dil bilmez karanlıklarda parlayan bir yıldız kadar uzak bir senfoni ve aşk dokunsam tutana tutacakmışcasına yakın bir o kadar uzak. aşkı özlediğimde gökyüzüne bakıyorum bir yıldız kayıyor aya usanıyor yüreğim küskün bekleyişlerin hüzzam kasideleri saplanıyor göğsüme tatsızım kederliyim yorgunum sükutumdan Çağlayan sözcükler akıtıyorum içime henüz hiç söylenmemiş olan yaralıyım mavi siyah eskilere gömdüm kalbimi tüm karabasanlarıyla üstüme yığılıyor dünya acımasızca bitmek tükenmek bilmez bakışların altında olmaktan yoruldum incinmiş yılların kırıntılarıyla geldim sana evet bir tebessümü çok gördüm belki herkese zira ben yüzde değil kalpte gördüm ağlayan bakışları gülmeye çalışan zira hiç kimse gerçek değildi kimse gerçeği sevmiyor istemiyordu tebessümlerin ardındaki nefretleri gördüm intikam uyuyordu göz bebek lerinde çıldırasıya öfke dolu sevgisiz katı acımasızdı verdiğim gerizek’in pençesinde birer intihar çiçeğiydi herkes mutsuz herkes umutsuz denecek kadar küçük umutlarla küçük gözlerle görüyordu herkesi ne zaman gerçeklerden bahsetsem birer bukalem oluyor herkes neden dökemiyorum yüreğimdeki ezgileri bir çift gözün aydınlığına içim bir an olmuş gecekondularından geldim sana öyle Uzak ki yakınlar sanki uzakları yakın edensin yakın et uzakları mavi siyah kederlerle geldim kim bilebilir yaşamın gün yüzüne çıkmamış kederini senden başka kim sarabilir yaralarımızı beni kim teselli edebilir tek başınalığında gecenin Tan yerlerinde kim açar kapılarını ardına kadar kim dinleyebilir kim sorularıma cevap verebilir ki senden başka kim dokunabilir ruhuma kalbime kim nakşedebilir şefkatine sımsıcak sevgisini kim sarabilir tüm benliğime görüyorum ki herkesin kapıları kapalı en tatlı yerinde uykuların kalpleri örtülü yastıkları gaflet kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdeyim hüzünlerdeyim üzgünüm yıllardır hayalini kurduğum yerdeyim evliyim ve fakat yalnızca bir çerçevenin içindeyim beni en iyi senin anladığın ve hiç kimsenin ruhuna ulaşamadığı yerde acı kederimi sürüyorum seccademe dua etmekten başka bir şey gelmiyor elimden tüm kalplerin elinde olduğu rabbin bilirsin seninle aramda olan hayallerim düşüncelerim gölgesinde hüsrana uğradım üzüldüm çok üzüldüm lakin elbet bir hikmet vardır dedim senin dediğin olur dedim senin dediğin oldu benim isteklerim gerçekleşmedi dua sofrasında gözyaşı oldu kahvaltım susadım gözyaşımı içtim beni hayırlara eriştir beni sevdiğine ulaştır sevdir bana sevdiklerine zira ben bu dünyada sevgiye ve sana muhtaç olduğum kadar hiçbir şeye muhtaç olmadım hiçbir acı canımı bu kadar yakmadı hiçbir Hasret sana olan hasretimi geçmedi kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdeyim takatim yok amellerim yetmiyor kederliyim mahçubum yapayalnızım bu dünyada senden başka kimsem yok senden başka dertleşeceğin kimsem yok gidecek kapım yok beni dinleyecek kimsem yok ben sevgine muhtacım beni senden başka sevecek yok kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdeyim bak yine geldim yine sana geldim kovulmuş kucaktan kovulmuş kalplerden terk edilmişler terk edilmişliklerden yine sana geldim o sımsıcak kucağına geldim kimse de olmayan şefkatine derin kederler içinde beni hiçbir zaman kapısından kovmaya sana geldim bütün kapıların üstüme kapandığı şu gece yarısı yalnızlığında açık olan tek kapının senin kapının olduğunu bilmek benim en büyük mutluluğumdur kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdeyim mutsuzum kederliyim insanım ya zayıfım sabırsızım kızgınım kırgınım kırıntılarımı toplamanı istiyorum sabrımı çoğaltmanı kırık dökük viran olmuş Gönül evimi teselli edecek sevgine muhtacım Ben her zaman biliyorsun Ben hiç gülmedim hiç mutlu olamadım ne zaman feyz alsam ne zaman nurlara gark olsam tükenince elem çekerim yürümeyi yeni öğrenen şaşkın bir çocuk gibi tutunacak bir dal ararım tutunurum kırılır tutunduğum dallar gülemem incinirim incelerim acı çeker ağlarım dualıyorum acılarımı beni geri çevirme seni sen de beni kapından kovarsan başka kim tutar ellerimden kim dokunur ruhuma korumasız bir Bebek gibiyim açım susuzum rahmetine merhametine bana yardım et beni böyle çaresiz bırakma beni böyle bir başıma bırakma görüyorsun duyuyorsun kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdeyim ağrılarım çoğaldı içim yanıyor dışım yanıyor dermanım sensin beni bu dünyaya getiren yediren içiren giydiren güldüren ağlatan düşündüren uyaran uyutan uyandıran sensin sen benim her şeyimsin ilacın sensin günahlarımı bağışlayıp dağınıklığımı toparlar mısın beni bu derin keder denizinden çıkarıp kalbimi biraz teselli eder misin beni sever misin beni en sevdiklerinle sevgililere gark eyler misin bana en sevdiğin kapıları açar mısın beni en sevdiğinin yanında yeniden doğmuş bir bebek gibi yurduma alır mısın beni bağışlar mısın bana en sevdiğinin baş ucuna yüz sürüp beni benden alacak bir mutluluk ikram eder misin beni benden alır mısın beni sever misin beni en sevdiklerinle geleceğim toprağa verir misin beni Konya Beyler ahmetiyelerle dualarıyla toprağa gömer misin beni affedebilmiş olarak huzuruna alır mısın kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdeyim beni de sever misin seni tarif etmekten seni yüceltmekten acizim bu alemleri yarattığın bugüne dek hiçbir güç hiçbir kimse hiçbir şey seni övmeye yetmemiş ve alemlerin tüm kelimeleri buna kifayetsiz kalmıştır sanırım sana söylemek istediğim en güzel söz henüz söylememiş olduğum sözdür hani en güzel söz yeni söylenmemiş olandır ya kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdeyim ve benim her asam ile büyük ya da küçük her ne günahı işlediysem onların hepsinden tövbe ediyorum ve bu tövbemi kabul etmeni imanımı güçlendirmeni diliyorum ve bu dini bizim için seçip tamamladığın gibi beni de tamamlamanı diliyorum beni sevmeni istiyorum şefkatini sıcaklığını istiyor ve bana rahmetini indirip merhamet etmeni diliyorum kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdeyim nereye gitsem kime gitsem ne söylesem nafile varılacak tek kapı tüm dertlerin dermanların senin kapında olduğunu biliyorum sen sevdirmezsen ben sevemem sen güldürmezsen ben gülemem sen söyletmezsen ben söyleyemem sen benim sahibimsin bana değer vermeseydin sevgisizdim ben en çok sevdiğine muhtacım ancak sen dilersen Ben olumsuzluklara dayanabilirim sabredebilirim dilemezsen Ben sabretmek de aciz kalırım yardımını bekliyorum şefkatine koruyuculuğuna sevgine muhtacım zira beni senden çok seven olamaz olmamalı tüm alemler önce seni sonra kainatın gülü habib’in hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem efendimizi sevmeli ki anasından babasından kardeşlerinden evlatlarından eşinden çok daha büyük bir sevgiyle herkes seni sevmeli
|
Mevlana'nın mesnevisini okuyan Yunus'un dediği gibi..
Yunus mesneviyi okuyunca mevlana'ya seslenmiş çok uzun olmuş üstat.
kısaca Allah aşkıyla dolacaksın desen yeterdi.
diyecekti ..
ben de naçizane size şöyle söyleyelim şiiriniz çok güzel olmuş ama çok uzun olmuş.
kısaca Allah'a hakkıyla kul olup, Allah'ı sevip başkalarına sevdireceksin desen yeterdi. diyeceğim.
Zira Allah Habbibullahi ila ibadihi yuhbib kumullah... buyuruyor.
Allah'ı Allah'ın kullarına sevdirin ki Allah da sizi sevsin..
Siz yüreğinizin Allah 'a olan, aşk ve heyecanınızı dert ve ızdırabınızı, hakiki imanı elde etme adına duygularınızı çok güzel dile getirmişsiniz.
Halimi derdimi ızdırabımı sana sunuyorum Rabbim başkasına değil demişsiniz.
Ve onun huzurunda iki büklüm olmuşsunuz..
Bu safiyani Duygu ve düşünce içerisinde o temiz kalp ve yüreğinizi tebrik ediyorum..
Selam ve saygılarla