Boşluğun Acısı
Bir boşluğun acısı kemirirken yüreği
Şimdi her gülümseyiş sürgündür gözlerimden Gün gelir düşlerim de terk eder gözlerimi Her aşk bir gurbettir aslında sevgiliden Kıyımda yitip giden bir göl yaşar uzakta Boğulmuştur yüreğim isterken gölde ayı Ateşle söndürülmüş susuzluğum dudakta Gecenin hüznü her gün çoğaltırken acıyı Süslemiştir gözleri olmayacak hayaller İçimde bir esinti bu dünyadan olmayan Ağırlığını hiçin taşımıştır omuzlar Savurmuştur külleri ateşleri harlayan Küllendikçe bu aşktan alev alır soluğum Bir mermerin göğsünde nabzı atar kalbimin Takvimi kanatırken sensiz geçen günlerim Hüzünle savrulur yıllar kucağına ölümün Son nefesten bir önce soluklandım seninle Küllerimin içinde son ateş can çekişen Kaç mevsim kaldı ki şu ömürden geriye Bir kefendir örtecek düşlerimi gözümden Geriye kapandı yolum öteye yolculuk var Şimdi son bir kez çalan kampanadır yüreğim Sonbahar yaprağı gibi savruldu hatıralar Bir gün örtünce toprak unutulur gözlerim O adını sakladım her an ben şu göğsüme Bir mezar taşına nasıl kazınmışsa bir isim Gün gelir düşmez gölgem şu toprağın üstüne Aynalarda bir soluk hatıra kalır yüzüm Ağacın sıcaklığı terk etmiştir ahşabı Sükûtla seslenir acı artık dudaklarımdan Aşkla yazılmış adım acının künyesine Her bir anın elinden yorgun düşmüştür zaman |
*** BOŞLUĞUN ACISI *** şiirini, beğeniyle okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair Arkadaşımı, içtenlikle KUTLUYORUM...