1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
330
Okunma
Işınlar ölçüsüz duvarlarında
Gel_gitlerinde masivanın
Tepesinde öten kuşlar gibi
Değirmenlerinde öten karıncaların
Gönülgâhında
Sulandığı
Örtüsü vurgun gölgelere
Selâsı varken
Gülmek çocuklarla bir Tanrı’yı ararcasınadır bana
Mavinin ölüme yattığı
Nizamda ölçen ölçeklerle
Ölçüsüz duvarlarında
Karanlık kalan düğmelerinde
Arıyor kulaklarım kabarıkken
Huzurda esması sönük ebabillerin
Güçlü ol yankılarını öğrendiğim
yaştayım
Genzi yanık serçelerde aradığım
Tercümesi kundaklamıştır dilimde
Bâr ı Gran aklı hafif bir duayla uyandığımda
...
Yutkunurken asumanda
Bir alevli güvercin esmasında
Ölmüş ruhlara karışır
metruk bedenim
Bir varmış bir yokmuş
Sür sen de ağ kokusu muştularımı
Baharda silüet giymiş
Seslerin tinini aşağılarken geliyor üstüme en çok
Gönlü kararmış bir sevdada tüterken bacalar
Bir sigaraın ermişliğe vururken dimağı
Ey kör güneş!
Konuşmak için kaç ışın
Kaç ışık film şeridinde karanlık
Karanlık:cevazımda vurdumduymaz k’ağıtlara...
Köşesine koyarken elifbânı
bâhrı yânık sözlerini vurgun çal bana bugün...
Gezgun imgeler...
5.0
100% (3)