YERİ GELDİĞİNDE
Cam kırıkları, her yerim kan revan içinde
Göğüs hırıltıları, uykusuz geceler Hastalık sıkıntıları, umutsuz gelecek Yer yarıldı, kayboldum içinde Var mı yürekten daha büyük bir servet? Unuttuğum geçmişin izleri, tarihin tesiri tinimde Patlıyorum kuruntudan stresten Boğazımı düğümledi korku denen meret Yalnızlık tahayyülüm arafta pineklemek Hayat imtihanına bilgi birikiminle dirensen de Ahiret sorgusuna vicdanın ağırlığı ile geçeceksin Akıbetin ölüm olduğu için yaşama sarıl dört elle Sabah dört, birazdan ezan okunacak, kalbinin sesini dinle Tüm sevdiklerim emanet Allah’a, sahibin var adem Ürkme yani, dönüp dolaşıp hatalarını düzeltmen için fırsat bir sokak geride Adalet böyle bir şey, tereddüt etme Küçük şeylerle sevinirim ben Kapıldım vecdin büyüsüne Yangın merdiveni yok manevi binanın çevresinde Yanacaksın illa, kaçıp gitme Pencereden atlayıp kurtulamazsın, nasıl hesap vereceksin? Söyle! Yollarda gaflet zehri, hasret külleri anımsarsın zihninde İki yıldan fazla sessiz bekledim, yine susmak için miydi çektiğim zahmet? Merak etme konu sen olunca asla erinmem Söyleyip de yaptıklarıma kât’a yerinmem Ne kadar heba etsen de hiçbir şey bir anda değişmez Savaşacak gücüm yok entrikaya, bu yüzden kuytulara gömülmek vazgeçilmez Orası da tükenip çürüme yeri, hiç bir zamana ait hissedememek kaderimde Evime kapanıp psikolojik buhranım tebeddül edilmez Çık sokağa, hayata karış ne kaybedeceksin, tahavvül et Hayal kurmak bize özgü en ehemmiyetli marifet Hiç bir duygunu teskin etme, tarifi mazide Yazıp karalayarak kırdım genetik zinciri, aynalarda bizi sever elbet Bilinçaltına cinsel tabirler entegre Gördüğün her reklam ve söylem popüler kültüre köle Var mı gerçekten büyük kitlelerden ayrı düşüncen? İtaat et, tek tip nesil yetiştirir eğitim denen hezimet Yetersizliğini biliyorum, fiskelesem de şiirlerde Eriyip yok olduğumuz sistemde, boşa serzenişler Ama duramıyorum bunları haykırıp söylemeden Ve yeri geldiğinde geri durmayacağım kendi bildiklerimden |