GİDİYORUMMazinin aynasında, ikbalimi tararken Karanlığın içinde, aydınlığı ararken Cümle beklentilerim, inkıtaa uğrarken Düşlerin arasında, dağılıp gidiyorum Harman danesi gibi, savrulup gidiyorum Niyetleneli kalbim, beşe selam çakmaya Alıştırdım kendimi, yıldızlara bakmaya Emanetin hakkını, aşk od’una yakmaya Yüreğimin peşine takılıp gidiyorum Garipliğin tahtına kurulup gidiyorum İşim gücüm olunca, ellere figüranlık Kulaç attığım yerde, beklenen tan, karanlık Bırakmasa da asla, yakamı perişanlık Kulluğun bilinciyle, kavrulup gidiyorum Nefsimin divanından, sürülüp gidiyorum Beni benden edenler, cezalı kalmayınca Gözlerimin baharı, gönlüme dolmayınca Menzilime götüren, meziyet olmayınca Hayallerimden tel tel dökülüp gidiyorum Gölgemin üzerine, çakılıp gidiyorum Öttürünce boruyu, kalbimdeki nemrutlar Hükümranlık sürünce, kara kara bulutlar Şafağın sökmesinden, yıkılınca umutlar Cesaretim kırk yerden kırılıp gidiyorum Lüzumsuz iltifata boğulup gidiyorum Şikâyetçi olmadım, can yakan arazımdan Candan başka kimseyi dertlendirmem sızımdan Aklımdan geçenleri gizlesem de gözümden Olmadığın her yerden sıkılıp gidiyorum Seni göremeyince, yığılıp gidiyorum Neler geçer zihnimden, düşünceye dalınca Ben bana yük olurum, özlemim çoğalınca Eşiğin arkasında, bir başıma kalınca Tespih böceği gibi bükülüp gidiyorum Hasretin kurşunuyla vurulup gidiyorum Delibal çilesini, ellere döktüğünde Gözlerinin nurunu, yıllara döktüğünde Mızrabım sensizliği tellere döktüğünde Alt dudağım çeneye büzülüp gidiyorum Kirpiklerimin bendi çözülüp gidiyorum DELİBAL – Celil ÇINKIR |
Gidiyorum ama gönlümdesin der gibi